Moğolca ve Türkçe arasındaki yakınlık ister Ramstedt ve Poppe’nin düşündüğü gibi genetik bir akrabalığa dayansın ister Clauson ve Doerfer’in iddia ettiği gibi kelime ödünçlemesine dayansın, bu dillerin yüzyıllar boyunca etkileşim hâlinde olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Moğolca ve Türkçe arasındaki bu münasebette, karşılıklı kelime alışverişi iki döneme ayrılabilir. Birinci dönem Türkçenin Moğolcayı önemli ölçüde etkilediği Proto-Türkçeden Altay dil birliğine kadar olan dönem; ikinci dönem ise her iki dilin de birbirini etkilediği, 13. yy’da Moğol istilasıyla başlayan dönemdir. Diller gibi kelimeler de ister bir dile ait olsun ister ödünçleme olsun canlıdır ve birbirleriyle anlam ilişkisi içerisindedir. Dil, soyut veya somut bir kavramı karşılamak için bir kelimeye sahipken başka dillerden aynı kavram alanı içerisinde yer alan kelimelerden ödünçleme yapabilir. Bu kelimeler zamanla fonetik ve morfolojik değişikliğe uğrayabildikleri gibi sahip oldukları anlamların dışında yeni anlamlar da kazanabilirler. Bu çalışmanın konusu, Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan Moğol istilasıyla başlayan dönemde Moğolcadan Türkçeye geçtiği düşünülen cilasun kelimesidir. Çalışmada önce cilasun kelimesinin etimolojisi üzerinde durulmuştur. Daha sonra sözlük ve metin taraması yapılarak cilasun kelimesinin tarihî lehçelerde nasıl ve hangi anlamlarda kullanıldığı tespit edilmiştir. cilasun kelimesinin tespit edilen anlamlarından yola çıkarak aynı kavram alanında bulunan kelimeler ve bu kelimelerin çağdaş Türk lehçelerindeki anlamları incelenmiştir. Son olarak cilasun kelimesinin Türkiye Türkçesi ağızlarındaki kullanımına değinilmiş ve Derleme Sözlüğü’nde bulunmayan, Çanakkale ağzında tespit edilen cılasım, cılasılım şekilleri örneklendirilerek ortaya koyulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeni Türk Dili (Eski Anadolu, Osmanlı, Türkiye Türkçesi) |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 36 |