İlk basın sendikasının başkanı, Serbest Cumhuriyet Fırkası’na bağlı Kadın Varlığı adlı derneğin kurucusu, Lozan ve Montrö Boğazlar Konferansı’nın katılımcısı olan Suat Derviş edebiyatımızda daha çok roman ve öykü yazarı olarak bilinmektedir. Özellikle Fosforlu Cevriye romanı onun ismini geniş kitlelere duyurarak kültür dünyamızda önemli bir yer edinmesini sağlamıştır. Bunun yanı sıra o; bilhassa 1930’larda pek çok farklı gazetede çeviriler ve köşe yazıları yayımlamış, onlarca röportaj ve anket yapmış bir gazetecidir. 1930’larda özellikle Son Posta, Cumhuriyet, Tan, Son Telgraf, Haber gibi gazetelerde çıkan röportajları, anketleri, köşe yazıları dikkat çekici içeriklere sahiptir. Onun hayatında bu dönemin ayrı bir yeri vardır. Bu yıllarda Suat Derviş toplumun ezilmiş, dışlanmış, yardıma muhtaç insanlarını özellikle yoksul anneleri, iş arayan genç kızları, kimsesiz çocukları dinleyerek onların sıkıntılarını topluma ve devlete duyurmak isteyen bir gazeteci misyonu taşımaktadır. Aynı şekilde, “Çöken Boğaziçi” adlı yazı dizisiyle de yavaş yavaş modernleşen İstanbul’un fiziksel değişimine ve dönüşümüne odaklandığı gibi Boğaziçi’nde yaşayan insanların sıkıntılarını da gözler önüne serer. Ancak dönemin toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel panoramasını sunan bu yazılar yeterince incelenmemiştir. Suat Derviş’in gazeteci yönünü ortaya koyduğu, İstanbul’u tüm cepheleriyle yansıtarak eğitimli eğitimsiz, zengin yoksul, genç yaşlı toplumun her kesimini muhatap alıp hazırladığı röportajları; yazıldığı dönem esas alındığında ekofeminizm için erken bir tarih olmasına rağmen ekofeminist okumaya uygun metinlerdir. Bu makalede de Suat Derviş’in yazarlığı ve gazeteciliği anlatılacak, ekofeminizm kuramına değinildikten sonra yazarın röportajları ekofeminizm bağlamında incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Gazetecilik |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: Ö13 |