Christopher Marlowe’un Malta Yahudisi adlı oyunu, Elizabeth döneminde, ortaçağın ahlaki oyunlarından daha gelişmiş ve olgun bir tiyatroya geçişin önemli örneklerinden birisidir. Marlowe’un oyunda yarattığı başkahraman ve ele alıp işlediği temalar, o dönemin tiyatro anlayışına katkıda bulunan farklı bir yaklaşımın etmenleri olarak ortaya çıkarlar. Oyun, Katolik İspanya ve Müslüman Osmanlı İmparatorlukları ile Malta'daki iç dinamikleri oluşturan Katolik yönetim ve Yahudi tüccar sınıfı arasındaki ekonomik, siyasi ve askeri egemenlik mücadelesinin arka planında geçer. Dini çatışmalar ve bağnazlık, farklı dini toplulukları temsil eden hemen hemen tüm karakterler tarafından işlenen entrikalar, ihanetler ve intikam planları, sadece bireyleri değil, tüm toplumu etkileyen etnik önyargılar, açgözlülük ve ahlaki yozlaşma gibi temalar oyunun ana fikrini oluşturan temel etmenler olarak ortaya çıkar. Her ne kadar oyunun tam adı Maltalı Zengin Yahudinin Trajedisi olsa da oyun, bir çok eleştirmene göre içindeki baskın fars özelliklerinden dolayı Antik Yunan ya da Elizabeth dönemi trajedileriyle aynı konumda değerlendirilemez. Ancak günümüzün modern okuru için Malta Yahudisi, başkahraman Barabas'ın değilse de, maddi çıkar ve siyasi güç peşinde koşan ve bunları elde etmek uğruna sömürü, hırsızlık ve cinayeti de içeren her türlü alçaklığı yapan ve bu bağlamda trajik kahramanın düşüşü ve yok oluşunu toplumsal olarak deneyimleyen insanlığın hicivsel trajedisi olarak yorumlanabilir.
Christopher Marlowe Malta Yahudisi hiciv dini önyargılar ekonomik çıkarlar
Christopher Marlowe’s The Jew of Malta is a significant example of the transition from Morality Plays to a period of more developed and mature drama in the Elizabethan period. The themes that Marlowe handles and the protagonist he presents in the play emerge as aspects of a distinctive approach to dramatic representation and the concept of drama of that time. The play is set against the background of the struggle for economic, political, and military dominance between the Catholic Spain and Moslem Ottoman Empires and the Catholic administration and Jewish mercantile class in Malta. Religious conflicts and bigotry, intrigues, betrayals, and revenge plans committed by almost all characters representing different religious communities, ethnic prejudices that affect not only individuals but also the whole society, greed, and moral corruption emerge as the basic themes. Although the full title of the play was Famous Tragedy of the Rich Jew of Malta, the play could not gain the status of a tragedy in the Aristotelian or Elizabethan sense of the word for many critics due to its dominant farcical characteristics. For a modern reader, however, The Jew of Malta can be considered as a satirical tragedy, the tragedy not of the protagonist Barabas, but of humanity that craves material benefits and political power, and for the sake of achieving these, commits all kinds of villanies including exploitation, theft, and murder, and as a result, socially experiences the fall of the tragic hero.
Christopher Marlowe The Jew of Malta satire religious prejudices economic interests
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İngiliz ve İrlanda Dili, Edebiyatı ve Kültürü |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 40 |