Aim: The aim of this study was to evaluate the general characteristics and prophylaxis status of patients presenting to our hospital due to risky rabies exposure.
Material and Methods: Patients with rabies risky animal contact admitted to our hospital between January 2018 and April 2022 were evaluated retrospectively.
Results: The mean age of the 936 patients was 23.7 ± 15.8 years. Among all patients, 66.5% (n=622) were male and 33.5% (n=314) female. The most frequently contacted animal species was dog with 54% (n=505) and cat with 43.4% (n=405). A total of 739 (79%) of the animals were stray. Of the injuries, 54% (n=505) were superficial and 46% (n=431) were deep. Four doses of rabies vaccine were administered to 84.7% (n=793) and five doses to 6.2% (n=58) of the patients. Human rabies immune globulin was administered to 56.8% (n=532) of the patients in addition to the vaccine. Of the patients, 843 (90.1%) presented within the first 24 hours after contact, while 93 (9.9%) presented after 24 hours. There was no statistically significant difference between the two groups in terms of living in the city center/rural area, whether the animal was owned or not and the depth of the wound (p=1.000; p=0.909; p=0.402, respectively).
Conclusion: The majority of risky rabies exposures were associated with stray animals, predominantly dogs and cats, indicating the presence of stray dog and cat problem in our country. However, it is important that patients with contact should apply to a health institution as soon as possible.
Amaç: Bu çalışmada hastanemize kuduz riskli temas nedeni ile başvuran hastaların genel özellikleri ve profilaksi durumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Ocak 2018 - Nisan 2022 tarihleri arasında hastanemize başvuran kuduz riskli hayvan teması olan hastalar retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Başvuran toplam 936 hastanın ortalama yaşı 23,7 ± 15,8 yıl idi. Hastaların %66,5’ i (n=622) erkek ve %33,5’ i (n=314) kadındı. En sık temas edilen hayvan türü %54 (n=505) ile köpek olup ikinci sıklıkta %43,4 (n=405) ile kedi idi. Hayvanların %79’ u (n=739) sahipsizdi. Yaralanmaların 505’ i (%54) yüzeysel ve 431’ i (%46) derin idi. Hastaların %84,7’ sine (n=793) 4 doz, %6,2’ sine (n=58) 5 doz kuduz aşısı uygulandı. Ayrıca hastaların %56,8’ ine (n=532) aşıya ilaveten Human rabies immün globulin uygulandı. Hastaların 843’ü (%90,1) temas sonrası ilk 24 saat içinde başvurdu, 93’ ü (%9,9) ise 24 saatten sonra başvurdu. Her iki grup arasında şehir merkezinde / kırsal alanda yaşama, hayvanın sahipli olup olmaması ve yaranın derinliği açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (sırasıyla p=1,000; p=0,909; p=0,402).
Sonuç: Kuduz riskli temasların büyük çoğunluğunun sahipsiz hayvanlarla olması ve temasların çoğunun köpek ve kedi ile gerçekleşmiş olması, ülkemizde sahipsiz köpek ve kedi sorununun varlığını göstermektedir. Bununla birlikte teması olan hastaların en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurması önem arz etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 24 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 1 |