İnsan, yaratıldığı günden itibaren bazı hastalıklarla karşılaşmış ve bunların tedavisi için de farklı yöntemler uygulamıştır. Nitekim söz konusu usuller arasında vücudun belli bir yerine kızgın demirle damga vurmak, iltihaplı veya hastalıklı kısımları kurutmak, akan kanı durdurmak amacıyla kanayan yeri kızgın bir altın, gümüş, bakır, demir veya yakıcı bir başka madde ile yakmak anlamlarına gelen dağlama da yer almıştır. Bu uygulama tıp tarihine dair tüm kaynaklarda en eski ve en yaygın cerrahî yöntemlerle birlikte zikredilmiştir. Bu bağlamda Hipokrat’tan önceki dönemlerde Hint cerrahî okulu Susruta metinlerinde “Ateşle dağlama, ilaçla veya bıçakla şifa bulmayan hastalıkları iyi eder. Ateşin iyi ettiği hastalıklar asla nüksetmezler.” ifadeleri kullanılmış, Mısır tıbbında sözü edilen tedavinin önemine vurgu yapılmış; Kahun, Smith, Ebers, Hearst gibi günümüze kadar ulaşan papirüslerde apselerin boşaltılması ve tümörlerin kazınmasında, bıçak yerine dağlamanın kullanıldığı ifade edilmiştir. Aynı durum Yunan tıbbı için de söz konusu olmuş, “İlaçların iyi edemeyeceği hastalıkları demir, demirin iyi edemediğini ateş, ateşin iyi edemediğini ise artık hiçbir şey iyi edemez.” denmiştir. Eski Türklerde kanı durdurmak ve hastalıkları gidermenin yanında bedeni güçlendirmek için dağlama yöntemine başvurulmuş ve bu işlem, çeşmenin başından suyun kesilmesine benzetilmiştir. Resulullah (s.a.v.) da farklı hastalıklara tedavi amaçlı çeşitli yöntemler uygulanmasını salık vermiş bu doğrultuda tıbb-ı nebevî’de perhiz, hacamat, ameliyat, ilaç gibi uygulamalarla birlikte safran, tüberküloz, iltihap, kanın durdurulması ve damar hastalıkları gibi birçok rahatsızlığın tedavisinde dağlama kullanılmış ancak rivayetlerde sözü edilen yönteme dair birbiriyle ihtilaf arz edecek şekilde bu eylemi yasaklayan ve ona müsaade eden iki ayrı rivayet grubu nakledilmiştir. İşte bu çalışma böylesine kadim bir tıp geçmişi olan dağlama tedavisinin tarihi kaynaklarda ve nakillerdeki serencamını ortaya koymayı, ayrıca konuya dair serdedilen haberler arasındaki tearuzun giderilmesini hedeflemektedir.
Since the day of creation, man has encountered some diseases and has applied different methods for their treatment. As a matter of fact, cauterisation, which means stamping a certain part of the body with a red-hot iron, drying the inflamed or diseased parts, burning the bleeding place with a red-hot gold, silver, copper, iron or other caustic substance in order to stop the flowing blood, was also included among these procedures. This practice is mentioned together with the oldest and most common surgical methods in all sources on the history of medicine. In this context, in the texts of the Indian surgical school Susruta in the periods before Hippocrates, ‘Cauterisation with fire cures diseases that cannot be cured by medicine or knife. The diseases cured by fire never relapse.’ The importance of this treatment was emphasised in Egyptian medicine; in papyri such as Kahun, Smith, Ebers, Hearst, which have survived to the present day, it was stated that cauterisation was used instead of a knife to drain abscesses and scrape tumours. The same was the case for Greek medicine, and it was said that ‘iron can cure what medicines cannot cure, fire can cure what iron cannot cure, and nothing can cure what fire cannot cure’. In the ancient Turks, cauterisation was used to stop the blood and eliminate diseases as well as to strengthen the body, and this process was likened to cutting off the water from the head of the fountain. The Prophet also recommended the application of various methods for the treatment of different diseases, and in this direction, along with practices such as abstinence, cupping, surgery, medication, saffron, tuberculosis, inflammation, blood stasis and vascular diseases, cauterisation was used in the treatment of many diseases such as vascular diseases, but there are two different groups of narrations that prohibit and allow this action in a way that contradicts each other in the narrations regarding the method mentioned in the narrations. This study includes the journey of the cauterisation treatment, which has such an ancient medical history, in historical sources and reports, and the elimination of the discrepancies between the reports on the subject.
Sirah Islamic History Prophetic Medicine Illness Cauterization
| Birincil Dil | Türkçe | 
|---|---|
| Konular | Tarihsel Çalışmalar (Diğer) | 
| Bölüm | Araştırma Makaleleri | 
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2025 | 
| Gönderilme Tarihi | 23 Ocak 2025 | 
| Kabul Tarihi | 20 Şubat 2025 | 
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 11 |