Oryantalist resim repertuarı içinde Batılılar için büyülü bir gizemi olan harem yaşantısı önemli bir yer tutmaktadır.
Bu resimlerde doğulu bir dekor içinde ve doğulu kostümler giymiş olan egzotik güzellerin biçimsel kökenleri
ise Batılı resim geleneğindeki Venüs temsillerine dayanmaktadır. Ingres, Delacroix ve Gerome gibi Oryantalist
sanatçıların harem sahnelerinde betimledikleri “tutsak” kadınlar, Doğu’yu vahşi, ilkel ve şehvet düşkünü olarak
göstermek için oldukça uygundur. Böylece bilinçaltında “kurtarıcı” olarak kendini konumlandıran Batılı erkek
özne, hem eylemini meşrulaştıracak hem de iktidarını imleyecektir. 19. yüzyılın sonlarına doğru kendi medeniyetini
sorgulamaya başlayan Batı’da Doğu’ya olan oryantalist ilgi azalmış ve harem sahneleri popülerliğini yitirmiştir.
Bu süreçlerde farklı ifade arayışlarına giren Avrupalı sanatçılar, daha önce ilkel ve vahşi olarak tanımladıkları
Doğulu toplumların kültür ve sanat formlarını kullanarak modern sanata yön vermişlerdir. Modern sanatın önemli
isimlerinden Henry Matisse ise “Odalık” serisinde İslam sanatındaki bezeme mantığını kullanarak kurguladığı
resim mekânında bu Doğulu “tutsak” kadını, merkezi bir motife dönüştürmek suretiyle yalnızca biçimsel bir öge
konumuna indirgemiştir. Böylece Oryantalist söylem içerisinde “Doğu” imgesinin kurulmasına ve yaygınlaşmasına
aracılık eden kadın figürünün ifade ettiği anlamın içi boşaltılmıştır. Bu çalışmada oryantalizmin tanımı yapılacak;
tarihsel süreçte Doğu-Batı ilişkisinin kültür ürünlerindeki yansımalarına değinilecek; öteki üzerinden kendini
tanımlama biçimi olarak oryantalist resimlerdeki ideolojik bağlam üzerinde durulacak ve oryantalist resim
geleneği içinde kadın temsilleri aracılığı ile Doğu imgesinin nasıl şekillendiği incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |