20. yüzyıl söz konusu olduğunda iki önemli savaşın sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik bağlamda kırılma noktası olduğu gerçeği ile karşılaşırız. İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki süreç, farklı coğrafyalardaki sanatçıların eğilimleri ve öncü akımlara farklı bir sanat dünyası ölçeğinden ekledikleri üsluplar, bireysel ve toplu sergiler, savaşın yarattığı yıkıma ve her türlü olumsuzluğa bir cevap, aynı zamanda eylemdir. 1957’de Düsseldorf’ta doğan ZERO akımının beslendiği nokta savaşın yıkımıyla durağanlaşan dünyadaki sanatın varlığını yeniden duyumsatmaktır. İşte o yıllarda İtalya’da bulunan Gencay Kasapçı Zero grubunun sergilerine katılan Türkiye’den tek sanatçı olarak tarihe geçti. Ama bu tarihe geçişin keşfedilmesi için aradan yıllar geçmesi gerekti. “ZERO: Geleceğe Geri Sayım” sergisi, 2 Eylül 2015 - 10 Ocak 2016 tarihleri arasında İstanbul – Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleştiğinde, Gencay Kasapçı’nın adı Türkiye’deki ilk ve tek Zero sanatçısı olarak anılmaya başlandı. Makalenin ana fikri, Gencay Kasapçı’nın sanat yaşamındaki bu başlangıç noktasının araştırma, belge ve kaynaklar doğrultusunda yeniden vurgulanmasını amaçlamaktadır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 20 |