Temel yaşam alanı olan ‘ev’, mimarlığın da başlıca meselelerinden biridir ve çeşitli söylemler üzerinden teorize edilerek tartışılmıştır. Modernleşmeyle birlikte ‘ev’, yeni anlam ve söylemlerin geliştirildiği mekâna ait temsiller üreterek farklı arayışların ve arzuların nesnesi haline gelmiştir. Bu durum modern paradigmalarla kurgulanan ‘ev’in aidiyetinin yeniden sorgulanmasına neden olmuştur. ‘Ev’i mekânsal olarak dönüştüren yaklaşımlar ise ‘evsizlik’i aktüalitenin konusu yapmıştır. ‘Ev’ sadece biçim olarak farklılaşmamıştır, zihinsel anlamda da dönüşmüştür. Zamanla ‘ev’ zihinsel anlamda her türlü özdeşleşme biçimlerinden bağımsız düşünülerek ‘evsizlik’le kavramsallaştırılmıştır. Çalışmanın amacı; modern paradigmaların, ‘ev’ üzerinde yarattığı zihinsel farklılaşmayı “mesken tutma” ve “göçebe oluş” kavramları üzerinden okumaktır. Bu doğrultuda mimarlıkta ‘ev’den ‘evsizlik’e değişen mekânsal paradigmaların, felsefeden ödünç alınan kavramlar aracılığıyla izleri sürülmüştür. Postyapısalcı düşüncenin zihni özgür bıraktığı alanda mekânı hayal etmek, ‘evsizlik’in kavram olarak inşa edilmesini sağlamıştır. Bir ‘evsizlik’ imgesi olarak Constant’ın Yeni Babil kent kurgusu çalışmanın örneklemi olarak seçilmiştir. Yeni Babil mimarlığın zihinsel bir betimlemesi olarak bir ütopyayı temsil etmektedir.
Ev Evsizlik Mesken Tutma Göçebe Oluş Yeni Babil Kent Ütopyası.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Göstergebilim |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Mayıs 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 50 |