Mekân salt form-işlev ilişkilerinin ötesinde, bedenle etkileşim halinde olan sosyal bir araçtır. Mekânı geometrik bir formdan ayıran en önemli özelliği ise insan bedeni tarafından deneyimlenebilir olmasıdır. Mekân, duyular aracılığıyla ve bireyin biriktirdiği her türlü deneyimle anlamlanır. Mekâna dair pek çok nitelik, algılananın bedende uyandırdığı etkiyle anlam kazanır. Zihin birtakım göndermelerle onu kendine uyarlar, kendileştirir. Bu durum mekânı öncesiz-sonrasız bir zamana taşır.
Yazar Curzio Malaparte’nin İtalya’nın Kapri Adası’ndaki evi, modern mimarlığın ikonik yapılarından biri olarak kabul edilir. Tasarım dilinin yer, topoğrafya, manzara, atmosfer, malzeme gibi kriterler üzerinden şekillendiği yapı, yarattığı imgesel zenginlik ve duyusal mekânsallık bakımından karakteristik bir nitelik taşır. Anıtsal kimliği ve dramatik mekân kurgusunun yanı sıra, yazar Malaparte'nin yapıyı kendisi ile bağdaştırması, yapının anlamını derinleştiren bir diğer önemli bir ayrıntıdır. Villa Malaparte’nin bu özgün mekânsal diyalektiği ve deneyime açık tasarım kurgusu çalışma çerçevesinde dikkat çekici bulunmuş, bu bağlamda, algı anlam ilişkileri üzerinden yapıya dair bir mekânsal okuma yapılması amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Göstergebilim, Disiplinlerarası Sanat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 50 |