Bedensiz göz” imgesinin eserin temel konusu olarak sunulduğu sanatsal ifadelerin incelendiği bu makalede bedensiz göz imgesi, sanat ile “bakış fenomenolojisi” arasındaki ilişki bağlamında ele alınmaktadır. Araştırmadaki eserler, fenomenoloji okulunun kurucusu Husserl’ın “şeylerin kendisine dönme” çağrısını, kendilerine özgü “varlık” tanımlamaları çerçevesinde dönüştürerek sanat eserinin ontolojisine geçen Heidegger ve Merleau-Ponty’nin görüşleri bağlamında incelenmiştir. Sanat-sal deneyimde fenomenolojik eylem görüldüğü an itibarıyla sanat eserinin sunduğu dünyaya yönelmektir, dolayısıyla “ba-kış” olgusu ile doğrudan ilişkilidir. Sanatçı ve izleyicinin bakışına ek olarak “sanat ve bakış” ilişkisinde bedensiz göz imgesi, üçüncü bir yol açmaktadır. Zira sanatsal pratiğin temel konusu bedensiz göz imgesi olarak verildiğinde bu imgenin kendine özgü bir “bakış fenomeni” ortaya koyduğu görülmektedir. Konu fenomenolojik yaklaşımla ele alındığında yalın göz figürü-nün algılanması ile göz imgesine ait bakışın algılanması arasındaki fark ortaya çıkmakla beraber, “bedensiz göz imgesine ait bakış” da algı nesnesi haline gelmektedir. Bakış olgusunun benzersiz, deneyimsel bir göndergesi olduğu görüşünden hare-ketle her biri benzersiz bir görünüm sunan göz imgelerini algılama ve anlamlandırma süreçleri, bu gözlere ait bakışa ilişkin fenomenolojik tanımlamadan beslenmektedir. Bu bağlamda sanatsal deneyimde algı nesnesi bedensiz göz imgesi olduğun-da, bu göze ait bakışın fenomenolojisi de önem kazanmaktadır. Makale örneklerle bu konuyu irdelemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Plastik Sanatlar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Kasım 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 18 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 16 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 51 |