Bâzı kadîm kentler berâberinde farklı rûhlar taşır. Târihî süreç içerisinde şâhitlik ettiği medeniyetler bir şekilde kentlere yansır. Diyarbakır da köklü mâzisiyle, içerisinde barındırdığı târihî yapıları ve surlarıyla oldukça zengin kültür mîrâsıyla dikkati çeken bir kenttir. Hz. Ömer döneminde fethedilen şehir, çeşitli devletlere ait İslâmî eserlerle bezenmiştir. Önemli bir coğrafî konumda olduğundan pek çok âlim ve ârife ikāmetgâh olmuştur. Diyarbakır özellikle; câmileri, medreseleri, tekkeleri ve zâviyeler ile ön plana çıkmıştır. Biz bu çalışmamızda XII. ve XVII. asırlarda şehirde doğan, bir şekilde yolu bu şehre düşen ve burada ikāmet eden sûfîlerden bahsedecek, şehrin tekke ve zâviyelerini, tasavvuf kültürünü tanıtmaya çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Mart 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 7 Sayı: 1 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.