Bu makalenin amacı,
İbn Sînâ’nın (ö. 428/1037) sudûr teorisinin mantığının mistik bir arka plana
dayalı olarak değil, felsefi bir zemin üzerinde geliştiğini ortaya koymaktır.
Bu ise, İbn Sînâcı sudûrun teorisinin, Aristoteles’in (ö. MÖ 322), Yeni-Eflâtuncu
filozofların ve İbn Sînâ’nın kendi sebeplik düşüncesiyle irtibat noktaları
gösterilerek yapılacaktır. Bu çerçevede, makalede, İbn Sînâ’nın sudûr
teorisinin sebeplikle olan üç irtibat noktası tespit edilmiştir: Bunlar, (i)
aktarıma dayalı sebeplik anlayışı, (ii) “Birden bir çıkar” ilkesi ve (iii) zâtı
gereği zorunlu ve başkasıyla zorunlu/zâtı gereği mümkün ayrımıdır. Bunlardan
ilk ikisi, Aristotelesçi ve Yeni-Eflâtuncu bağlama işaret eder. Üçüncü ise İbn
Sînâ’nın sudûr teorisine dâhil ettiği özgün felsefi katkısını gösterir. İbn
Sînâ, her biri, aynı zamanda sebeplik teorisinin özelliklerinden olan bu
ilkelere dayalı olarak sudûr teorisini ortaya koyar. Böylece İbn Sînâ,
kendisinden önceki Yeni-Eflâtuncu filozofların ve Fârâbî’nin (ö. 339/950) sudûr
şemalarına nispetle sebeplikle irtibatı daha belirgin bir sudûr açıklaması
sunar.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2017 |
Kabul Tarihi | 3 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.