It is
stated that features such as “reason”, -ability
to think ”and“ rationality , which are emphasized as the characteristic of
being a human being, and the forms of reflection to life such as science,
philosophy and objectivity, which are a reflection of these characteristics,
belong to the masculine within the historical process. Perhaps the first cores
of this thought can be seen in Greek philosophy. Platon Reason ”is expressed as
an element of masculinity in all of the evaluations about the mind, especially
Platon. Platon united the spirit with the mind, especially when going to the
distinction between soul and body and stated that this is the supreme field.
The body is expressed as inferior and integrates it with femininity. This
distinction in the plateau was understood as a philosophical principle and
influenced all thoughts that interacted with philosophical thought as it gave
color to philosophy.
It is
important to bring up the evaluations about the masculinity of reason in
Judaism, Christianity and Islam, which are divine religions. When members of
these religions met with Greek philosophy, they either opted against the
philosophy or reconciled it with religion. During this reconciliation,
especially the identification of the mind with the male was accepted because of
the cultural and religious beliefs that are related to the masculine, or their
conformity to the masculine interpretations. It is important to understand the
point of view of the three important representatives of the three religions in
this sense. Philo for Jewish Theology, Aquinas for Christian Theology and
Ghazali for Islamic Theology are important touchstones. And their evaluations still
largely influence religious thought.
İnsan
olmanın özelliği olarak vurgulanan “akıl” “düşünebilme kabiliyeti”
“rasyonalite” gibi özelliklerin ve bu özelliklerin birer yansıması olan bilim,
felsefe ve nesnellik gibi yaşama yansıma biçimlerinin tarihi süreç içerisinde
eril olana ait olduğu ifade edilmiştir. Bu düşüncenin belki ilk nüvelerini
Yunan felsefesinde görmemiz mümkündür. Platon başta olmak üzere akıl ile ilgili
yapılan değerlendirmelerin tamamında “Akıl” erilliğe ait bir unsur olarak ifade
edilmiştir. Platon özellikle ruh ve beden ayırımına giderken ruhu akıl ile
bütünleştirmiş ve yüce olan alanın bu olduğunu ifade etmiştir. Bedeni ise aşağı
olarak ifade etmiş ve bunu da dişilik ile bütünleştirmiştir. Platondaki bu
ayırım, felsefi bir ilke olarak anlaşılmış ve felsefeye rengini verdiği gibi
felsefi düşünce ile etkileşime girmiş bütün düşünceleri etkilemiştir. Makalemizde
tartışma konusu yapacağımız husus, bu durumu ortaya çıkaran tarihsel ve sosyal
geçmişin yanı sıra, özellikle dini düşünce ve inanışların bunda ne kadar etkin
ve egemen olduğunun gösterilmesidir. Şüphesiz, burada ele alınacak konu, bir
başka açıdan bütün bir tarih boyunca özellikle dini düşüncelerde aklın erilliği
ve bütün diğer alanlarda olduğu gibi akıl konusunda da kadının ikincil bir
konumda nasıl değerlendirildiğidir.
İlahi
dinler olan Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam kelamlarındaki aklın erilliği ile
ilgili yapılan değerlendirmeleri gündeme getirmek ve bakış açılarını ortaya
koymak önemlidir. Bu dinlerin mensupları, Yunan felsefesi ile
karşılaştıklarında, felsefeye karşı ya reddetme ya da din ile felsefeyi
uzlaştırma yoluna gitmişlerdir. Bu uzlaştırma süresince özellikle aklın erkek
ile özdeşleştirilmesi, eril olana ait olduğu düşüncesi gerek kültürel gerekse
de bağlı bulunan dini metinler veya bu metinlerin eril yorumlarına da uygunluğu
nedeniyle kabul görmüştür. Üç dinin üç önemli temsilcisinin bu anlamdaki bakış
açılarını ortaya koymak konunun anlaşılması için önemlidir. Yahudi Kelamı için
Philo, Hıristiyan Kelamı için Aquinas ve İslam Kelamı için Gazali önemli mihenk
taşlarıdır. Ve bunların yaptıkları değerlendirmeler hala dini düşünceleri büyük
oranda etkilemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 19 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 11 Sayı: 3 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.