Reform movements in the land army started with the artillery class in the 1700s and during the reign of III. Selim, a new army called Nizam-ı Cedid was established, reform movements accelerated and during the reign of II. Mahmud, the Janissary Corps was completely abolished and a new army was established under the name of Asakir-i Mansurae-i Muhammediye and this army was reorganized, equipped and trained. Not only the army organization but also the central organization and headquarters structure of the army has been changed. Advisors for the land army were brought from Germany and military students were sent to some countries. In 1834, the Military Academy was established according to the example of the French Military Academy. Following the defeat in the 1877-78 Ottoman-Russian War during the reign of II. Abdulhamid, the army was completely reformed according to the German school, as a result of the request for help from Germany. Germany sent a reform committee under the chairmanship of Colonel Kehler in 1882 and a year later, Von Der Goltz came to reform the military schools. In the same period, the land army was equipped with Mauser rifles. The Ottoman army lost territory by suffering defeats in the Tripoli and Balkan Wars. Following the defeat in the Balkan War, Germany was asked for help again during the Second Constitutional Monarchy, and this time a large delegation was sent. However, before they could develop reform activities, the First World War broke out. The Ottoman army fought on many fronts in the First World War and achieved great success in the Çanakkale sea and land battles At the end of the war, the Ottoman Empire signed the Armistice of Mudros, , which carried heavy obligations. The Land Forces were reorganized after the proclamation of the Republic. This organization created the infrastructure of today's Land Forces. Supply plans have been put into effect in order to meet the weapons and material needs of the Land Forces. The Second World War took place between 1939 and 1945. Despite the pressures of the parties, Türkiye managed to stay out of the war by following a policy of balance. After the war, Turkey received military aid from the USA with the contributions of Truman and Marshall and modern weapons, materials and equipment were provided to the Land Forces. With the Law on Force Commands that came into force in 1949, the organization of the Land Forces, which was an independent command, was reorganized and almost all classes were equipped with new weapons and materials at NATO standards. The most important event that contributed to the change of the Land Forces in the period between 1950 and 1960 was Turkey's entry into NATO.
Kara ordusunda ıslahat hareketleri 1700’lerde topçu sınıfı ile başlamış, III. Selim döneminde Nizam-ı Cedid adında yeni bir ordu kurulmuş, ıslahat hareketleri hızlanmış, II. Mahmut döneminde Yeniçeri Ocağı tamamen kaldırılarak Asakir-i Mansurae-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kurulmuş, bu ordu yeniden teşkilatlandırılmış, teçhizatlandırılmış ve eğitilmiştir. Sadece ordu teşkilatı değil ordunun merkez teşkilatı ve karargâh yapılanması da değiştirilmiştir. Almanya’dan kara ordusu için danışmanlar getirilip bazı ülkelere askerî öğrenciler gönderilmiştir. 1834 yılında ise Fransız Harp Okulu örneğine göre Kara Harp Okulu kurulmuştur. II. Abdülhamit döneminde gerçekleşen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’nde alınan yenilgi üzerine Almanya’dan yardım talebi sonucunda ordunun tamamen Alman ekolüne göre ıslah edilmesi sağlanmıştır. Almanya 1882 yılında Albay Kehler başkanlığında bir ıslahat heyeti göndermiş, bir yıl sonra da askerî okulların ıslahı için Von Der Goltz gelmiştir. Aynı dönemde kara ordusu mavzer tüfekleri ile donatılmıştır. Osmanlı ordusu, Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda yenilgiler alarak toprak kaybetmiştir. Balkan Savaşı’nda alınan yenilgi üzerine İkinci Meşrutiyet döneminde Almanya’dan yeniden yardım istenmiş ve bu defa geniş bir heyet gönderilmiştir. Ancak bunlar ıslahat faaliyetlerini geliştiremeden Birinci Dünya Savaşı çıkmıştır. Osmanlı ordusu, Birinci Dünya Savaşı’nda birçok cephede savaşmış, Çanakkale deniz ve kara savaşlarında büyük başarılar kazanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, savaşın sonunda ağır yükümlülükler taşıyan Mondros Mütarekesi’ni imzalamıştır. Kara Kuvvetleri, cumhuriyetin ilanının ardından yeniden teşkilatlanmıştır. Bu teşkilat, günümüzün Kara Kuvvetlerinin altyapısını oluşturmuştur. Kara Kuvvetlerinin silah ve malzeme ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla ikmal planları yürürlüğe girmiştir. 1939-1945 yılları arasında İkinci Dünya Savaşı yaşanmıştır. Türkiye, tarafların baskılarına rağmen denge siyaseti izleyerek savaşın dışında kalmayı başarmıştır. Savaşın ardından Türkiye, Truman ve Marshall’ın katkılarıyla ABD’den askerî yardım almış, Kara Kuvvetlerine modern silah, malzeme ve teçhizat temin edilmiştir. 1949 yılında yürürlüğe giren Kuvvet Komutanlıkları Kanunu ile müstakil komutanlık olan Kara Kuvvetlerinin teşkilatı yeniden düzenlenerek, sınıfların tamamı hemen hemen NATO standartlarında yeni silah ve malzeme ile teçhiz edilmiştir. 1950-1960 yılları arası dönemde, Kara Kuvvetlerinin değişimine katkı sağlayan en önemli olay, Türkiye’nin NATO’ya girmesi olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Askeri Tarih |
Bölüm | SAVSAD Savunma ve Savaş Araştırmaları Dergisi Aralık 2024 |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 34 Sayı: 2 |