19. yüzyılda Avrupa’da insan ve yaşamın anlamını yitirmesi, değersizleşmesi ve hiçlikle karşı karşıya olması Nietzsche’yi endişelendirmiştir. Bu yüzden çağına karşı toptan bir karşı çıkışa yönelen Nietzsche, çağının geleneksel kültürel değerleriyle hesaplaşma yoluna gitmiştir. Çünkü Nietzsche, çağın bütün kültüründe kendisini hissettiren bir çöküşün yaşandığının farkındadır. Yaşamdaki her şeyi tarihselleştirmek ve her şeyi tarihe esir etmek de bu çöküşün izleri arasındadır. Tarihe olan bu aşırı düşkünlük insan, yaşam ve kültür için büyük tehlikeler doğurmaktadır. Oysa Nietzsche yaşama ve eyleme hizmet ettiği ölçüde tarihe gereksinim duyulacağından söz etmektedir. Bu çalışmada Nietzsche’ye göre ne türden bir tarihin insan ve yaşam için gerekli olduğunu, ne türden bir tarihin de insan ve yaşamı zehirleyerek öldüreceği düşüncesi incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 23 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 21 |