İnsanın yaşamını sürdürebilmesi ve yaşamın gereklerini yerine getirebilmesi, yani kendi kendine yeter duruma gelmesi, zamanla kazanılan bir yeterliliktir. Bu yeterliliklerin tamamına yakını öğrenilerek kazanılır. Öğrenmede beyindeki fizyolojik değişimlerin önemli bir yeri vardır. Öğrenme bireyin sahip olduğu zihinsel yapılar ve bilişsel süreçlerin sonunda gerçekleşir. Bu yapılar duyusal kayıt, çalışan bellek ve uzun süreli bellektir. Bir bilginin öğrenilmiş kabul edilmesi için mutlaka uzun süreli bellekte depolanmış olması gerekir. Çünkü uzun süreli belleğe girmeyen bilgiler, tepki üretilmiş olsa dahi kısa sürede kaybolur. Uzun süreli bellek iyi öğrenebilmemiz için bilgilerin beyindeki sinir hücrelerine yüklenmesine olanak verir. Uzun süreli bellek olmasaydı hayatımızdaki, kitaplar, televizyon, öğrenme, iletişim gibi çoğu şeye sahip olamazdık. Uzun süreli bellek çevremizle etkileşime izin veren geçmişi hatırlama kabiliyetimizdir. Bu çalışmada canlıların hayatlarını sürdürebilmesinde önemli bir yeri olan, öğrenme ve uzun süreli bellek arasındaki ilişkinin açıklanması amaçlanmıştır. Bunun için, Tarama modeli kapsamında yer alan Genel tarama modeli kullanılmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 1 Sayı: 2 |