Gecekondu sorunu gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan en önemli kentleşme sorunlarından birisidir. Gecekondu bölgeleri, 1950'li yıllardan sonra sanayisi gelişmiş olan kentlerimizde, köyden kente göçün sonucu olarak hızla artmıştır. Gecekondular imar kanununa aykırı olması, yapı denetimi konusunda hiçbir yaptırımın söz konusu olmaması, alt yapı eksikliğinden dolayı oluşan çevre ve sağlık sorunlarının ciddi boyutlarda olması gibi, sadece mekânsal boyutuyla değil sosyal boyutuyla da büyük bir sorun teşkil etmekte ve içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Gecekondular ilk aşamada sosyo-ekonomik durumu çok düşük olan vatandaşların barınma ihtiyacının masumca karşılanması şeklindeyken daha sonraları çıkarılan kanun ve aflarla hem meşruiyet kazanmış hem de ticari bir statü elde etmiştir. Son 20 – 30 yılda gecekondulaşmayı önlemek için bazı kurumlar tarafından her ne kadar kentsel dönüşüm projeleri gibi bazı projeler tedavüle konulmuş olsa bile sonuç olarak başarılı olunamamıştır. 2000’li yılların başında konutlaşmada etkinliğini son derece verimli bir şekilde arttıran Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), temelde toplumun konut ihtiyacını karşılamayı amaçlamanın yanı sıra, gecekondulaşmayı önlemek gibi önemli bir fonksiyonu da yerine getirmektedir. Bu çalışmada Türkiye’de yarım asırdan fazla bir süre kentleşme sorunu olarak karşımızda öylece duran gecekondulaşmayı ve gecekondu sorununa çözüm arayışları içinde önemli aktörlerin başında gelen TOKİ’nin uygulamaları üzerinden gecekondulaşma karşısındaki etkinliğini ve bu kent politikasının işlevselliğini ne ölçüde yerine getirdiği tartışılacaktır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 1 Sayı: 9 |