This study undertakes a comparative analysis and evaluation of world societies in terms of the discourses they have developed in their own languages concerning the philosophy of technology and artificial intelligence (AI). Two fundamental approaches are identified: the Anglo-Saxon tendency referred to as the empirical turn and the Eurocentric tendency that can be indicated by the term humanism. World societies concretize their philosophies of technology and AI discourses either by directly adopting these two tendencies or by generating various new tendencies situated between them. Given that the empirical turn has taken a leading role since the Industrial Revolution and that discussions on AI and its relationship with humans began in the English-language literature in 1950, chronology and rational experience are applied based on the empirical tendency. It is observable that, by the 2020s, even Western European societies have increasingly moved away from a techno-philosophical perspective in which their own populations are regarded as the quintessential example of the human, and have begun to favor alternative approaches. Thinkers such as Alan Turing, Joseph Agassi, Matt Carter, Val Dusek, and David J. Chalmers are significant representatives of the empirical tendency, whereas figures like Martin Heidegger, Jean-Paul Sartre, Jacques Ellul, Claude Kramer, and Luca M. Possati are notable for their conservative and humanist inclinations. Moreover, there are Western European philosophers, such as Alberto Romele, who have begun to view the empirical turn as a more appropriate — even necessary — philosophical framework for Europe’s understanding of technology and AI. Countries that produce AI technologies, such as the United States, the United Kingdom, and China, predominantly adopt the empirical tendency, while countries of the European Union, which have lagged behind in AI production, as well as post-colonial societies in general, tend to prefer conservative and humanist approaches. In Turkey, the Twelfth Development Plan, officially adopted on 23 October 2023, refers to artificial intelligence 53 times. According to the plan, which covers the years 2024–2028, Turkey aims to become a producer of AI technologies. However, it cannot be stated that all the technology philosophy and AI discourses produced in Turkey fully adopt an empirical tendency aligned with this goal. This study attempts to establish a valid, common chronology and consciousness timeline by comparing and analyzing the generations of AI philosophy across world societies. In doing so, it becomes possible to discern which chronological or philosophical generation a particular society occupies in relation to the philosophy of AI.
philosophy of technology artificial intelligence empirical turn turkey generations
Bu çalışmada teknoloji felsefesi ve yapay zekâya ilişkin kendi dillerinde geliştirdikleri söylemler bakımından dünya toplumları bir karşılaştırma ve değerlendirmeye tabi tutulmaktadırlar. Deneyimsel yönelim (emprical turn) adlandırmasıyla işarette bulunulan Anglosakson eğilim ve insancıl yaklaşım (hümanizm) adlandırmasıyla işarette bulunulabilecek Avrupa-merkezci eğilim iki temel yaklaşımı belirlemektedir. Bu ikisini doğrudan takip edip benimseyerek veya iki yaklaşım arasında çeşitli yeni eğilimler üreterek dünya toplumları teknoloji felsefesi ve yapay zekâ söylemlerini somutlaştırmaktadırlar. Deneyimsel yönelimin endüstri devriminden itibaren öncü olması ve yapay zekâ ile insan arasındaki tartışmanın 1950 yılında İngilizce literatürde başlaması nedeniyle kronoloji ve sağduyu deneyimsel yönelim baz alınarak uygulanmaktadır. Bu uygulamanın Batı Avrupa toplumlarında da 2020’li yıllarda karşılık bulmaya başladığı ve Avrupalıların kendi insanlarını insanın esas örneği niteliğinde kabul ettikleri teknoloji görüşünden uzaklaşmayı tercih ettikleri görülebilmektedir. Alan Turing, Joseph Agassi, Matt Carter, Val Dusek ve David J. Chalmers gibi birçok düşünür deneyimsel eğilim açısından, Martin Heidegger, Jean Paul Sartre, Jacques Ellul, Claude Kramer ve Luca M. Possati gibi birçok düşünür muhafazakâr ve insancıl eğilim açısından kayda değerdir. Bununla birlikte Alberto Romele gibi Batı Avrupalı olup artık deneyimsel yönelimin teknoloji felsefesi ve yapay zekâ görüşünü Avrupa için daha doğru ve hatta mecburi bulmaya başlayan filozoflar bulunmaktadır. ABD, İngiltere ve Çin gibi yapay zekâ üreticisi ülkeler deneyimsel yönelimi ve yapay zekâ üretiminde gecikmiş Avrupa Birliği ülkeleri ve genel itibariyle post-kolonyal toplumlar muhafazakâr ve insancıl eğilimi tercih etmektedirler. Türkiye 23.10.2023 tarihinde resmi olarak kabul edilen On İkinci Kalkınma Planı’nda 53 kez yapay zekâdan söz etmektedir. 2024-2028 tarihleri arasını kapsayan plana göre Türkiye’nin yapay zekâ teknolojisi üreticisi olması hedeflenmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de üretilen teknoloji felsefesi ve yapay zekâ söylemlerinin tamamının bu hedefle uyuşacak nitelikte deneyimsel yönelimi benimsediği söylenemez. Bu çalışma dünya toplumlarının yapay zekâ felsefesi kuşaklarını birbirleriyle karşılaştırıp analiz ederek geçerli ortak bir kronoloji ve bilinç zamanı oluşturmaya girişmektedir. Böylece hangi toplumun yapay zekâ felsefesi bakımından hangi kronoloji veya bilinç kuşağında yaşadığı anlaşılabilmektedir.
teknoloji felsefesi yapay zeka deneyimsel yönelim Türkiye kuşaklar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe Eğitimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 9 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 26 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 1 |