Relationship Between Psychological Resilience and Secondary Traumatic Stress: The Mediating Role of Social Media Usage
Psikolojik Sağlamlık ve İkincil Travmatik Stres İlişkisi: Sosyal Medya Kullanımının Aracı Rolü
Öz
Sosyal medya kullanımı günümüzde yaygınlaşmış, bilgiye ve güncel durumlara erişimde önem kazanmıştır. Sağladığı kolaylıklar dışında yanlış ve uygunsuz içeriklerin paylaşımı yaşanılan sorunlardandır. Olumsuz ses, görüntü ve video paylaşımları insanlarda ikincil travmatik strese neden olabilmektedir. Bu çalışmada sosyal medya kullanımının psikolojik sağlamlık ve ikincil travmatik stres ilişkisinde aracılık rolünün belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, Sosyodemografik Bilgi Formu, Sosyal Medya Kullanım Ölçeği (SMKÖ), Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (KPSÖ) ve Sosyal Medya Kullanıcıları için İkincil Travmatik Stres Ölçeği (SMİTS) kullanılarak Google Forms aracılığıyla 18-26 yaş aralığında 406 katılımcıya ulaşılmıştır. IBM SPSS 26.0 ve Amos 26 istatistik programları ile yapılan analizlerde, sosyal medya kullanımı ve psikolojik sağlamlık arasında negatif yönde; sosyal medya kullanımı ve sosyal medya kullanıcılarının ikincil travmatik stresi ile pozitif yönde anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Sosyal medya kullanımı ölçeği süreklilik ve yetkinlik alt boyutlarının sosyal medya kullanıcılarının ikincil travmatik stresi ile psikolojik sağlamlık ilişkisinde aracılık rolünün bulunduğu anlaşılmıştır. Bulgular alanyazındaki çalışmalarla karşılaştırılmış benzer sonuçlar elde edildiği görülmüştür. Çalışmanın ana hipotezi nedeniyle yalnızca ölçek analizlerine odaklanılmış, sosyodemografik değişkenler dahil edilmemiştir. Sonraki çalışmalarda sosyodemografik değişkenlerin göz önünde bulundurarak analizlerin yapılması önerilmektedir.
Anahtar Sözcükler: Sosyal medya, psikolojik sağlamlık, ikincil travmatik stres
Relationship Between Psychological Resilience and Secondary Traumatic Stress: The Mediating Role of Social Media Usage
Psikolojik Sağlamlık ve İkincil Travmatik Stres İlişkisi: Sosyal Medya Kullanımının Aracı Rolü
Abstract
Social media use has become widespread today and has gained importance in accessing information and current situations. Apart from the conveniences it provides, the sharing of wrong and inappropriate content is one of the problems experienced. Negative audio, video and video sharing can cause secondary traumatic stress on people. In the study, 406 participants between the ages of 18-26 were reached through Google Forms using the Sociodemographic Information Form, Social Media Usage Scale (SMUS), The Brief Resilience Scale (BRS) and Secondary Traumatic Stress Scale (STSS-SM) for Social Media Users. As a result of the analyses made with IBM SPSS 26.0 and Amos 26 statistical programs, there was a negative significant relationship between social media use and psychological resilience and a positive significant relationship was found between social media use and secondary traumatic stress of social media users. It has been understood that the continuity and competence sub-dimensions of the social media use scale have a mediating role in the relationship between the secondary traumatic stress of social media users and psychological resilience. Findings were compared with the studies in the literature and it was seen that similar results were obtained. Due to the main hypothesis of this study, only the scale analyzes were focused and sociodemographic variables were not included. In future studies, performing analyses by considering sociodemographic variables is recommended.
Keywords: Social media, psychological resilience, secondary traumatic stress
Social Media Psychological Resilience Secondary Traumatic Stress
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 15 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Bu lisans; yayınlanan tüm makaleleri, veri setlerini, grafik ve ekleri kaynak göstermek şartıyla veri madenciliği uygulamalarında, arama motorlarında, web sitelerinde, bloglarda ve diğer tüm platformlarda çoğaltma, paylaşma ve yayma hakkı tanır.
Açık erişim disiplinler arası iletişimi kolaylaştıran, farklı disiplinlerin birbirleriyle çalışabilmesini teşvik eden bir yaklaşımdır.