Sanatlar, kültürel evrendeki fizyoloji, sosyoloji, psikoloji gibi somut veriler ve davranışsal gözlemlerden oluşturulmuş veya felsefe gibi soyut düşünsel şemalar üzerine inşa edilmiş kavramsal disiplinler aracılığıyla insan ve yaşama dair çıkarımları dışa vurur. Bu disiplinlerden yararlanan ve karmaşık algılama sürecini yeteneğiyle birleştiren sanatçı, fikirsel ve duygusal dışsallaştırmalarını eserlerinde yansıtır. Tüm toplumlarda fizyolojik, psikolojik, sosyolojik ve felsefi boyutları olan ölüm, kavramsal disiplinlerin kesişim alanında yer alır. Yaşamı sonlandıran ve bütünleyen yapısıyla ölüm, sanatsal birçok içerikteki varoluşsal felsefi çıkarımların da hareket noktasıdır. Dolayısıyla, başta sinema olmak üzere tüm sanatlardaki başat tematiklerden birisidir. Sinemada ölüm; karakterlerin eylemleri sonucu vuku bulan bir mefhum ya da bir karakter hüviyetinde cisimleşen bir olgu olarak kendini gösterir. Bu çalışma, Soluk filmi bağlamında ölüm olgusunu incelemeyi hedeflemektedir. Metodolojik açıdan imgesel ve sessel kodların Heideggerci kuramsal teoriler temelinde yorumlanmasına dayalı niteliksel çözümleme yönteminin kullanıldığı analiz, karakterlerin içsel ve dışsal süreçlerindeki değişimleri ölüm olgusu bağlamında ortaya koymaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2022 |
Kabul Tarihi | 21 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 15 Sayı: 30 |