Some specific areas are affected too much during the earthquakes while some other areas are influenced much less or not. Characteristics of this situation require soil properties of surfaces with deep underground structure of settlements and investigation of its surrounding in detail. When the ancient earthquakes and heavily damaged areas of these earthquakes were examined, it was observed that this situation is related to the structural features of interior ground. Therefore, it is quite clear that application of a near-surface ground survey will not express a meaning alone for the determination of the heavily damaged areas in our country. Therefore macro-zoning (the seismic focus depend on bed rock topography, sequential reflections in seismic energy trap) and micro-zoning (Shear wave velocities, predominant periods, soil amplification, acceleration, liquefaction, areas of forming surface waves etc. geotechnical parameters) studies of settlement areas should be performed. After these, making near-surface ground surveys will be more accurate. In this study, by make use of sample macro zoning studies performed in heavily damaged areas on the world will be presented on the macroand micro-zoning studies performed in Burdur region and the vital importance of previously determined heavily damaged areas out of occurrence of earthquake will be presented by interpreting these studies. Such studies have vital importance for development plans of a city, so revision of the planned cities and strengthening costs of the existing structure will be reduced
Depremler esnasında belirli alanlarda çok fazla ağır hasarlar oluşurken diğer alanlarda daha az veya hiç hasar olmamaktadır. Bu durum yerleşim yeri ve civarının derin yeraltı yapısıyla birlikte yüzeydeki zemin özelliklerinin detaylı olarak araştırılmasını gerektirir. Geçmiş depremler ve bu depremlerin ağır hasarlı alanları incelendiğinde, bu durumun, yer içinin yapısal özelliklerinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu nedenle, ülkemizde yapılan yakın-yüzey zemin etütlerinin ağır hasar alanlarının belirlenmesinde tek başına bir anlam ifade etmeyeceği oldukça açıktır. Bilindiği üzere ağır hasarlı alanlarda birinci olarak, makro bölgelendirme (taban kaya topografyasına bağlı sismik odaklanma, sismik enerji kapanlarındaki ardışık yansımalar) ve ikinci olarak da mikro bölgelendirme (Kayma dalga hızları, hakim titreşim periyodları, zemin büyütme değerleri, ivme değerleri, sıvılaşma, yüzey dalgaları oluşturan alanlar vb. jeoteknik parametreler) çalışmaları yapılmalıdır. Bunlardan sonra yakın-yüzey zemin etüt çalışmalarının yapılması daha doğru olacaktır. Bu çalışmada, dünya üzerinde ağır hasar alanlarında yapılan makro bölgelendirme çalışmalarından faydalanılarak, Burdur bölgesinde yapılan makro ve mikro bölgelendirme çalışmalarına değinilecek ve bu çalışmalar ile deprem olmasını beklemeden ağır hasarlı alanların önceden belirlenmesinin hayati önemi ortaya konulacaktır. Bu tür çalışmalar, bir şehrin planlanması, planlanmış şehirlerin revizyonu ve var olan yapıların güçlendirme maliyetlerini azaltacağı için, şehirler açısından hayati önem taşımaktadır.
Deprem Yerleşim yeri Makro-mikro bölgeleme Dinamik parametreler
Birincil Dil | Tr |
---|---|
Bölüm | MÜHENDİSLİK ve MİMARLIK BİLİMLERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Eylül 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 19 Sayı: 2 |
e-ISSN :1308-6529
Linking ISSN (ISSN-L): 1300-7688
Dergide yayımlanan tüm makalelere ücretiz olarak erişilebilinir ve Creative Commons CC BY-NC Atıf-GayriTicari lisansı ile açık erişime sunulur. Tüm yazarlar ve diğer dergi kullanıcıları bu durumu kabul etmiş sayılırlar. CC BY-NC lisansı hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayınız.