Olağanüstü dönemler, olağan hukuk normları ile aşılması oldukça zor olan kriz ortamlarıdır. Bu dönemlerde temel hak ve hürriyetler sınırlanabilmekte ve hatta durdurulabilmekte, kuvvetler arasındaki denge yürütme lehine dönerek, diğer organlar bir adım geri çekilmektedir. Yürütme organı, Olağanüstü Hal Kanunu ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile olağan dönemde sahip olmadığı pek çok yetkiyi haiz olabilmektedir. Yürütmeye olağandışı yetkilerin verildiği böylesi kriz ortamlarında tabiri caizse çıkan yangının karşı yangın ile bastırıldığı bir ortam oluşmaktadır.
Rövanşist demokrasinin (iktidarların muhalefete geçmiş hukuksuzluklarının bedelini keyfiliğe kaçabilecek şekilde ödetme gayreti içinde olduğu demokrasi çeşidi) görüldüğü ülkelerde yürütmeye, böylesi kriz ortamlarında sınırları oldukça net ve nispeten daraltılmış yetkiler bahşedilmelidir. Yürütmenin keyfilikten uzak durması için mekanizmalar geliştirilmeli ve yürütmenin artan etkisini dengeleyecek yasama ve yargı kuvveti de mutlaka her daim diri tutulmalıdır. Olağanüstü hal tecrübesi azımsanmayacak derecede fazla olan Türkiye’de, artık neyin eksik olduğu ve tadil edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Anayasal bir reform ile bu eksikliklerin giderilmesi ve olağanüstü hâl yönetiminin yeniden kurgulanması gerekmektedir.
İstisnai Hal Olağanüstü Hal Olağanüstü Halin Süresi Olağanüstü Hal Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |