İnsanlık, küresel savaşlar, Soğuk savaş ve Soğuk savaş sonrası dönemde
çeşitli sorunlarla karşılaşmış ve insan hakları kavramı, mülteci krizinden küresel
yoksulluğa kadar uzanan bu sorunları ve adaletsizlikleri tartışmak için kavramsal bir
çerçeve sağlamıştır. Bununla birlikte, insan hakları kavramı emperyalist
müdaheleciliğin meşrulaştırılması ve iktidarın politik bir aracı haline gelmesinden
dolayı bazı düşünürler tarafından eleştirilmiştir. Giorgio Agamben, insan haklarının,
egemenliği, egemen şiddete karşı savunmasız hale getiren “çıplak hayatlar” üreterek
güçlendirdiğini belirten güçlü bir insan hakları eleştirisi sunuyor. Bu makalede
Agamben’in insan haklarına yönelik eleştirileri temel argüman ve kavramları ile
analiz edilmektedir.
Since humanity has experienced different kinds of problems in a time of
global wars, the Cold War and the post-Cold War era, the concept of human rights
has provided a conceptual framework to discuss these problems and injustices,
ranging from refugee crises to global poverty. However, human rights discourse has
been criticised by some scholars due to its perceived use in the justification of
imperialist interventions, as well as its having become a major tool for the
biopolitical operation of power. In this context, Giorgio Agamben presents a strong
critique of human rights, stating that human rights consolidate sovereignty by
producing ‘bare lives’ that are becoming vulnerable to sovereign violence. In this
article, we will analyse Agamben’s criticism of human rights through his basic
arguments and concepts.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 2 |