Sport is a cultural activity. All kinds of sport has a different variations amongst in various cultures and societies, one would observes that they are deeply influenced by their personal and social preferences for traditions, attitudes, world views, habits etc. Therefore sportive activities have their own national and international flavours with various dimension of personal, social, aesthetics, and ethical phenomena. The process of globalisations affects on sport as much other areas. Rules, principles, aims become utility for all nations. These phenomena bring together activities and people of sport on a common ground. Various cultures, religions, languages, political views also become part of this process. It has never been like today, humanity come together on a common ground as much as it happens in sportive activities. Thus, sportive activities are not only bodily and personal activities but also they are part of global activities as it can be followed the concepts of sport and Olympics. Sport is also part of grater picture within capitalist relations in globalisation. Financial relations effect values and judgements. This might be interpreted within friendship, excellency, reaching to goodness, all kinds of races, political views of the main aims of Olympics. However, the real aims of the sportive activities are entertainment, happiness, friendship for the principles of sport ethical and human side of the activities. Ignoring these values sports may turn out to be just a hustle and bustle. If then, sport without certain values and aims may cause animosity
Spor bir kültür unsuru olarak sosyal bir etkinliktir. Bu yönüyle geçmişten günümüze her toplumda farklı boyutlarıyla varlığını sürdürmektedir. Farklı ülkelerde öne çıkan çeşitli sportif etkinliklere baktığımızda kendi kültürel yapılanmalarıyla şekillenmiş, hayata bakışlarını, geleneklerini, örflerini, tutkularını ve alışkanlıklarını yansıtan, toplumsal düşünce ve davranışlarını belirginleştiren sportif etkinliklerin gelişmiş olduğunu görmekteyiz. Bu bağlamda spor etkinliği toplumun her kesiminden insanların büyük bir ilgiyle kendisine yöneldiği; milli ve uluslararası niteliklere sahip, sosyal, psikolojik, estetik yönü bulanan, kültürel ve ahlâkî bir olgudur. Küreselleşme süreci ile birlikte, kültürün bütün unsurlarında olduğu gibi spor etkinliğinde de tek biçimli yapılar öne çıkmaktadır. Kurallar, ilkeler, amaçlar bütün toplumlar için geçerli tek biçimli bir yapılanma olarak tezahür etmektedir. Bu olgu bir yandan spor etkinliğini, aynı sporu yapan insanları ortak bir zeminde birleştirmekte, farklı kültürler, dinler, diller, siyasi telakkiler, ortak bir zeminde aynı yapılanmanın bir parçası haline gelmektedir. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar insanlık ortak bir zeminde, bir arada olma imkânını spor etkinlikleriyle yakalamaktadır. Bundan dolayı spor etkinliğini sadece bedensel ve bireysel bir etkinlik olarak değerlendirmek mümkün değildir. Spor ve olimpizm kavramının tarihi gelişim süreci içersinde kazandığı boyut ve muhteva bunun en açık ifadesidir. Spor etkinliği, kapitalizmin, küreselleşme sürecinin temsil ettiği ekonomik ilişkilerin vücut bulduğu bir boyutu da taşımaktadır. Maddî ilişkilerin öne çıktığı bu süreç, değer ve yargı ölçülerini de etkileyip değiştirebilmektedir. Bu aynı zamanda olimpizm kavramının içinde yer alan dostluk, kardeşlik, mükemmellik, daha iyi ve güzele ulaşmak, her türlü dil, din, ırk, politik görüş ve yaklaşımların üzerinde yer almak ilkesinin ve bu amaçlarla düzenlenen olimpiyat oyunlarının temel anlayışının karşısında tezat oluşturan bir nitelik olarak değerlendirilebilir. Spor etkinliklerindeki asıl önemli olan yön insanın eğlence, yaşama sevinci, kardeşlik duygusunu, ortak insanlık ülkülerini, sportif ilkeleri ve sporun en önemli yönünü, ruhunu, ahlaki değerlerini oluşturan sportif erdem (:Fair play) ilkesinin hayata geçirilmesidir. Bunun göz ardı edildiği durumda ise spor sadece bir itiş kakış, sporun amaçlarını yadsımak olacaktır. İnsanları birbirine düşman eden bir etkinlik şüphesiz sporun amaçlarıyla bir tezat oluşturmaktadır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 27 |