Orta Asya Türk halklarının
tasavvufî hayatı ve düşüncesi üzerinde büyük tesiri olan Kübreviyye tarikatının
kurucusu Necmeddîn Kübrâ (540/1145-618/1226), Harezmşâhlar döneminde
yaşamıştır. Necmeddîn Kübrâ, İslam dünyasında uzun süren ilim ve irfan
yolculuğunun ardından Harezim’e dönüp halkı irşada başlamış ve tarikatını,
“tövbe, zühd, tevekkül, kanaat, uzlet, devamlı zikir, teveccüh, sabır, murakabe
ve rıza” şeklinde sıralanan on esas üzerine kurmuştur. Kübrâ sonrası birçok
kola ayrılan Kübrevîlik, XV. Asırdan itibaren özellikle Orta Asya’da Muhammed
Nurbahş (ö. 869/1464) ve Gulam Alî Nişâpurî (ö.?) gibi zatlar tarafından Şi’î
bir çizgide devam ettirilmiştir. XVII. yüzyılın başlarında yazıldığı tahmin
edilen elimizdeki Çağatayca el yazma risaleden anlaşıldığı kadarıyla
Kübrevîlik, XVI-XVII yüzyıllarda Özbek Hanlıklarının hâkim olduğu
Maverâünnehir’de tamamen Sünnî bir çizgide devam ettirilmeye çalışılmıştır.
Çalışmamızda risalenin tercümesinden yola çıkarak XVI-XVII yüzyıllar arasında
Mâverâünnehir bölgesinde Kübrevîliğin izleri araştırılmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 43 |