İnsanın iradî fiilinin olduğu, dolayısıyla bu türden fiillere bir mesuliyetinin bağlandığı inkâr edilemez bir husustur. Bu hususta problematik olan, ne fiilin, ne iradenin, ne de sorumluluğun varlığı değil, iradî fiillerde sorumluluğun başlama noktasıdır. Bu makalede insanın tercihine ve sorumluluğuna konu olan fiilin atomik karakterli olmayıp çok aşamalı bir süreç arz ettiği temel gerçeğinden hareketle, şer‟î olarak sorumluluğun başladığı noktanın Hanefî/Mâturîdî ekol çerçevesinde açıklığa kavuşturulması gereken bir problem olarak ele alınacak ve analiz edilecektir. Bu tahlil aynı zamanda naslarda var olduğu vehmedilen zahirî tearuzun giderilmesi anlamına da gelecektir. Aynı şekilde burada ayet-i kerimelerde işaret edilen, fiillerin içteki boyutuyla alakalı hesap ve insanın sorumluluğunun detayları ve aşamalarının, hadis-i şerifler tarafından izah edildiği gösterilmek suretiyle, İslam‟a uygun hayat tarzı için kitap-sünnet birlikteliğinin önemi ortaya koyulacaktır. Son olarak, fiilin geçtiği içteki aşamalardan henüz sorumluluğun başlamadığı “vâridât ve havâtır” aşamalarında şerre ve seyyiata engel olmanın büyük cihat olduğu, kolay olanı tercih etmek olduğu, bu çabanın İslam medeniyetinde sistemleştirildiğine değinilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 43 |