In this article, which aims to present the evaluations of the contemporary Muslim thinker Moroccan Taha Abdurrahman on the postmodern family, it will be tried to present his explanations about the problem of the upheaval of moral values in the postmodern family in Taha Abdurrahman's work named Rûhu'l-Hadâse: al-Medhal ila Te'sisi'l-Hadâseti'l-İslâmiyye, which he subjected modernity to a radical critique and attempted to construct an Islamic modernity through this criticism. In the article, which will be based on a descriptive narrative, first of all, the legitimacy and validity of examining a concept that has gained existence outside the Islamic cultural basin, such as the concept of "postmodern", will be emphasized, and Taha Abdurrahman's thoughts on the relationship between modernity and postmodernity will be summarized. A summary in this direction will contribute to the understanding of Taha Abdurrahman's critique of modernity in his aforementioned work and an Islamic modernity proposal, as well as some references to the extent to which the issues recorded in the name of moral negativity and disasters manifested in the West in the context of the postmodern family have an impact on the Muslim family. In this framework, Taha Abdurrahman evaluated modernity and postmodernity in terms of proximity and distance from Islamic modernity, which he described as ideal modernity, and by taking into account the principles he expressed as the spirit of modernity; He concluded that postmodernity is closer to the ideal in terms of "rationality" and "separation". He is of the opinion that the main problem in the postmodern family is the inversion of ideal values and a transformation towards holding on to opposite values. According to Taha Abdurrahman, the reasons for this transformation are the transformation of personality into impersonality in the postmodern family, the replacement of obligation with pleasure, and the transformation of happiness into a game. In this context, the moral duty of the person towards his family has also been violated, and the moral relations between family members have also been dissolved. At this point, Taha Abdurrahman emphasizes that the moral relationship with which human reality is defined keeps the family alive. According to Taha, what makes family members personal is that no other individual can take on the moral role they have assumed in the family. In this respect, one member of the family cannot replace another in terms of moral role. Another reason for the moral transformation that the postmodern family is exposed to is that “pleasure replaces obligation”. As a matter of fact, in the postmodern family, the duties of being a father, mother and son are ignored and the demand for rights comes to the fore. Taha argues that for the solution of this problem, it is necessary to distinguish between the right accompanied by duty and the right not accompanied by duty. According to him, this distinction can be expressed by naming the first as “right” and the second as “pleasure”. What makes valuable responsibility ideal is not factual characteristics, but conscientious duties and idealistic feelings, which point to innate or inherent responsibility. Therefore, it will be possible to improve the postmodern family by integrating it with the values of "sublime", "fitrah" and "eternity". The problem of "impersonality" that family members are exposed to, which is the reason for the transformation in the postmodern family, can only be overcome by catching a union that will be shaped around spiritual values and that will result in the moral elevation of family members, that is, their sublimation.
Çağdaş Müslüman mütefekkir Faslı Taha Abdurrahman’ın postmodern aile hakkındaki değerlendirmelerini sunmayı amaçlayan bu makalede Taha Abdurrahman’ın, moderniteyi köklü bir eleştiriye tabi tuttuğu ve bu eleştiri üzerinden de İslami bir modernlik inşasına giriştiği özgün adı Rûhu’l-Hadâse: el-Medhal ilâ Te’sîsi’l-Hadâseti’l-İslâmiyye olan ve Türkçe’ye Modernlik Ruhu adıyla çevrilen eserinde postmodern ailede ahlaki değerlerin altüst oluş sorunuyla ilgili açıklamalarının takdimine çalışılacaktır. Tasviri bir anlatımın esas alınacağı makalede öncelikle “postmodern” kavramı gibi İslamî kültür havzasının dışında varlık kazanmış olan bir kavramı incelemeye almanın meşruiyet ve geçerliliği üzerinde durulacak, yanı sıra da Taha Abdurrahman’ın modernite-postmodernite arasındaki ilişki üzerine serdettiği düşünceleri özetlenecektir. Bu yönde bir özetleme, Taha Abdurrahman’ın anılan eserinde yürüttüğü modernite eleştirisi ve İslami bir modernlik önerisini anlamaya katkı sunacağı gibi postmodern aile bağlamında Batı’da kendini gösteren ahlaki olumsuzluk ve felaketler adına kaydedilen hususların, Müslüman aile üzerinde ne boyutta bir tesir icra ettiğine yönelik telmihlerde de bulunacaktır. Bu çerçevede Taha Abdurrahman modernite ve postmoderniteyi ideal modernlik olarak nitelendirdiği İslami modernliğe yakınlık ve uzaklık açısından ve modernlik ruhu olarak ifade ettiği ilkeleri dikkate almak suretiyle değerlendirmeye tabi tutmuş; “akılcılık” ve “ayırım” itibariyle postmodernitenin ideale daha yakın olduğu sonucuna varmıştır. Postmodern ailedeki temel sorunun ise ideal değerlerin tersyüz olması ve zıt değerlere tutunma yönünde bir dönüşüm sergilenmesi olduğu görüşündedir. Taha Abdurrahman’a göre bu dönüşümün sebepleri postmodern ailede kişilikliliğin kişiliksizliğe dönüşmesi, yükümlülüğün yerini hazzın alması ve mutluluğun bir oyuna çevrilmesidir. Bu bağlamda kişinin ailesine karşı olan ahlaki görevi de ihlale uğramış, aile bireyleri arasındaki ahlaki ilişkiler de çözülmüştür. Taha Abdurrahman bu noktada insani gerçekliğin kendisiyle tanımlandığı ahlaki ilişkinin aileyi ayakta tuttuğunu vurgulamaktadır. Taha’ya göre aile bireylerini kişilikli kılan şey, aile içinde üstlendikleri ahlaki rolü bir başka bireyin üstlenemiyor olmasıdır. Bu itibarla aile üyelerinden bir fert ahlaki rol açısından bir başkasının yerine geçememektedir. Postmodern ailenin maruz kaldığı ahlaki dönüşümün bir diğer sebebi ise “yükümlülüğün yerini hazzın alması”dır. Nitekim postmodern ailede baba, anne ve evlat olmanın gereği olan ödevler göz ardı edilmekte, hak talebi öne çıkmaktadır. Taha bu sorunun çözümü için ise ödevin eşlik ettiği hak ile ödevin eşlik etmediği hak arasında ayırıma gitmek gerektiğini ileri sürmektedir. Ona göre bu ayırım, ilkini “hak”, ikincisini ise “haz” olarak isimlendirmek suretiyle ifade edilebilir. Değerli sorumluluğu ideal kılan şey ise olgusal özellikler değil vicdani ödevler ve idealist hisler bütünü olabilir ki bunlar da fıtrata veya fıtrî sorumluluğa işaret etmektedir. Dolayısıyla postmodern ailenin “ulvilik”, “fıtrat” ve “sonsuzluk” değerleri ile bütünleştirilmek suretiyle iyileştirilmesi mümkün olacaktır. Postmodern ailedeki dönüşümün sebebi olan aile bireylerinin maruz kaldığı “kişiliksizlik” sorununun üstesinden de ancak manevi değerler etrafında şekillenecek ve aile fertlerinin ahlaki yükselişini yani ulvileşmesini sonuç verecek olan bir birlikteliğin yakalanmasıyla gelinebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 50 |