İslam’ın ikinci kaynağı olan sünnetin muhafazası, hicri ilk asırdan itibaren alimlerin öncelikli gündemi olmuştur. Bu gayenin bir tezahürü olarak hadis ilimleri ve usulü ortaya konulmuştur. Hadis alimleri, râvileri ve rivayetleri muhtelif kriterlere binaen farklı lafızlarla değerlendirmişlerdir. Bu gayretlerin neticesinde hadis râvileri sika, sadûk ve zayıf gibi; rivayetler de sahih, hasen, zayıf gibi çeşitli mertebelerde sınıflandırmışlardır. Bahsedilen kavramlar, alimler tarafından muhtelif manalarda kullanılmış, uzun zaman alan bir süreçte hadis usulü kitaplarının ana muhtevasını oluşturmuşlardır. Bu sebeple her bir kavramın alimler tarafından hangi anlamda kullanıldığını tespit etmek, bu terimlerle nitelenen rivayetlerin sıhhat derecelerini tayin ve anlamlarını tavzih hususunda önem taşımaktadır.
Söz konusu tenkit lafızlarından biri de şâz kavramıdır. Usul eserlerinde zayıf hadis türlerinden biri olarak bahsedilen şâzzı, hicri ikinci asırdan itibaren alimler rivayet tenkit lafzı olarak kullanmaya başlamışlardır. İlk dönemlerde şâz kavramı, bazı alimlerce “mâ’rûf fetvaya muhalif rivayetler” için kullandığı gibi kimilerince “râvinin tek başına rivayette bulunmasını” ifade etmektedir. Şâz kavramı hadis usulü eserleri yazılıncaya dek kısıtlı sayıda kullanılmıştır. Dolayısıyla az sayıda olan bu kullanımların bir hadis terimini ifade etmesi veya yalnızca sözlük manasından ibaret olup olmaması tartışma konusu haline gelmiştir. Bu bağlamda makalemizde ilk dönem müelliflerin kavramı hangi manada kullandıkları, ilgili hadisler örnek verilerek değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Çalışmada mezkûr kavrama dair yaptığı tarif incelenecek olan İmam Şâfiî, hicrî ikinci asrın önemli fıkıh ve hadis alimlerinden sayılmaktadır. Şâfiî İslamî ilimlerin oluşum döneminde kaleme aldığı el-Ümm, er-Risâle, Cimâ’u’l-ilm, İhtîlâfü’l-hadîs gibi eserlerle fıkıh metodolojisinin yanı sıra hadis terminolojisine de önemli katkılarda bulunmuştur. Bu katkılar sebebiyle Ehl-i Hadis ekolünün kurucusu sayılmış ve “Nâsıru’l-hadis” lakabıyla anılmıştır. Sonraki dönemde hadis usûlü eserlerinde müstakil başlıklar altında yer alıp incelenecek olan birçok terim onun teliflerinde yer bulmuştur. Dolayısıyla onun tarif ve kullanımlarına sıkça atıf yapılmış, kimi zaman da bu tarifler tartışma konusu olmuştur.
Bu kavramlardan birisi de çalışmanın konusu olan şâz lafzıdır. Her ne kadar şâz kavramı İmam Şâfiî’nin eserlerinde tespit edilemese de ilgili kavrama dair yapılan ilk tarif çok sayıda eserde Şâfiî’ye nispet edilmiştir. Haliyle Şâfiî’nin şâz kullanımının bir ıstılahı tarif etme amacı taşıyıp taşımadığı da tartışılmıştır. Şâfiî’den önce de merviyyâtın tenkidinde kullanılan şâz lafzı, onunla kavramsal mahiyet kazanmıştır. Asırlar sonra İbn Hacer el-Askalanî ile birlikte hadis usûlü eserlerinin genelinde Şâfiî’ye nispet edilen anlam yaygınlık kazanmış ve detaylandırılmıştır. Ancak meşhur hadis usûlü müelliflerinden Hâkim en-Nîsâbûrî ve İbn Salâh gibi hadis alimleri şâz kavramını farklı tarif etmişlerdir.
Çalışmada daha çok Şâfiî’nin yaptığı “sika râvînin evla olana muhalefeti” manasındaki şâz tarifi incelenmiştir. Bu tarifin, kavramın ıstılahlaşma sürecindeki etkisini ortaya koymak adına Şâfiî’den önceki şâz kullanımlarına temas edilmiştir. Şâz için farklı tarifler yapan alimlere kısaca işaret etmekle birlikte müstakil olarak değinilmemiştir. Son olarak ilgili kavramın tanımlamasında Şâfiî’ye atıf yapan ve onunla aynı tarifi benimseyen hadis alimleri örnek verilmiştir. Rivayetlerin sıhhat tespitinde farklı tanım ve anlamaların her bir alim için ayrı ayrı tespit edilmesinin önemi örnek rivayetlerle ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
The preservation of the Sunnah, the second source of Islam, has been the primary agenda of scholars since the first century of Hijri. As a manifestation of this goal, hadith sciences and methodology were created. Hadith scholars evaluated the narrators and narrations with different words based on various criteria. As a result of these efforts, they classified hadith narrators as sika, sadooq, and weak, and narrations as sahih, hasan, and weak. The aforementioned concepts were used by scholars in various meanings and formed the main content of the books of hadith methodology over a long period of time. For this reason, it is important to determine the meaning of each term used by the scholars in order to determine the degree of authenticity of the narrations characterized by these terms and to clarify their meanings.
One of these words of criticism is the concept of shāz. Shāz, which is mentioned as one of the types of weak hadīth in the works of usul, has been used by scholars as a word of criticism for narration since the second century of Hijri. In the early periods, the concept of shāz was used by some scholars for "narrations contrary to the fatwa of mā'rūf" and by others it meant "the narration of a narrator alone". The concept of shāz was used in a limited number until the works on hadīth methodology were written. Therefore, it has been a matter of debate whether these few uses express a hadith term or whether they are merely dictionary meanings. In this context, in this article, we have tried to evaluate the meaning of the term used by the first period authors by giving examples of the relevant hadiths.
Imam al-Shafi'i, whose definition of the aforementioned concept will be analyzed in this study, is considered one of the most important jurisprudential and hadith scholars of the second century. Shafi'i made significant contributions to hadith terminology as well as fiqh methodology with his works such as al-'Umm, al-Risāla, Jimā'u'l-'ilm, and Ihtīlāf al-hadīs during the formation period of Islamic sciences. Due to these contributions, he was considered the founder of the Ahl al-Hadith school and was nicknamed "Naṣir al-hadith". Many terms that will be analyzed under separate headings in the works of hadith methodology in the following period have found a place in his writings. Therefore, his definitions and usages were frequently referred to, and sometimes these definitions were the subject of debate.
One of these concepts is the word shāz, which is the subject of this study. Although the concept of shāz cannot be identified in Imam al-Shāfiʿī's works, the first definition of the concept is attributed to al-Shāfiʿī in many works. Consequently, it has been debated whether al-Shāfiʿī's use of shāfiʿī's shāz was intended to define a term. The word shāz, which was used before al-Shāfiʿī in the criticism of the marwiyyāt, gained a conceptual character with him. Centuries later, with Ibn Hajar al-Askalanī, the meaning attributed to al-Shāfiʿī became widespread and elaborated throughout the works of hadīth methodology. However, famous hadith scholars such as al-Hākim al-Nīsābūrī and Ibn Salāh defined the concept of shāz differently.
In this study, Shafi'i's definition of shāz in the sense of "the opposition of a sikaāwī to the evla" is analyzed. In order to reveal the effect of this definition on the process of the concept's becoming a term, the uses of shāz before al-Shāfiʿī are touched upon. Although the scholars who made different definitions for shāz are briefly mentioned, they are not mentioned individually. Finally, the hadīth scholars who refer to al-Shāfiʿī in the definition of the concept and adopt the same definition with him are given as examples. The importance of determining different definitions and meanings for each scholar separately in determining the authenticity of the narrations is tried to be demonstrated with sample narrations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 52 |