Turkish Labour Migration to Europe has been a significant reason for both Turkish and European Societies beginning from 1960’s. Turkey, is still significant as “a homeland” for first generation migrants who have stared their journey of migration with the belief of “returning back one day”. However, especially for second and third generations, attitudes towards Turkey, have started to change. Therefore, it seems crucial for those who define themselves as “Euro-Turk, to rethink concepts “Gurbetci” and “Almancı”, that have been dominant for more than 50 years. Attitudes these two concepts include like “homeland”, “gurbet”, over consumption and other pejorative statements in Turkish society towards people living in Germany, are not considered as valid for third generation living in Germany. This study, enhanced with depth interviews carried in Duisburg and Aachen in Germany, discusses the changing condition of “being the Turk living in Europe” and highlights the demand of the third generation of Turks in Germany to be identified as “Euro-Turks. In addition, this study emphasizes, the necessity to reconsider “the forms of belonging”, as one of the most significant key concepts of the integration.
Avrupa’ya Türkiyeli işçi göçü 1960’lı yollardan itibaren önemli bir toplumsal olgu olarak hem Türkiye hem de Avrupa toplumunda önemli toplumsal değişimlerin nedeni olmuştur. “Bir gün dönmek” amaçlı çıkılan göç yolculuğunda, bir türlü dönülmeyen Türkiye, birinci kuşaklar için “vatan ”olarak önemini korumaya devam etmektedir. Ancak, özellikle ikinci ve üçüncü kuşaklar için Türkiye’ye ilişkin düşünceler değişmeye başlamıştır. Dolayısıyla, Avrupa’da yerleşik olan ve artık kendilerini “Euro-Türkler” olarak tanımlayan Türkiye kökenliler için yaklaşık 50 yıldır Türkiye toplumunda egemen olan “Gurbetçi” ve “Almancı” kavramlarının gözden geçirilmesi önem taşımaktadır. Bu iki kavramın taşıdığı “vatan”, “gurbet” ve aşırı tüketime bağlı gösterişli yaşam ve pejoratif yaklaşımlar, özellikle üçüncü kuşaklar için geçerli durumlar değildir. Almanya’nın Duisburg ve Aachen kentlerinde gerçekleştirilen derinlemesine mülakatlarla desteklenen bu çalışma, bu eksende Almanya özelinde değişen “Avrupa’da yaşayan Türkiyeli olma durumunu” tartışmakta ve bu nüfusun “Euro-Türkler” olarak tanımlanma talebinin altını çizmektedir. Ayrıca, çalışma, Euro-Türkler olarak yeninden dikkate alınması gereken “ait olma” biçimlerinin bütünleşmenin de en önemli anahtarlarından biri olduğunu vurgulamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 22 Sayı: Göç Özel Sayısı |