Inappropriate changes in land uses due to human influences and converting forests or grassland to cultivated areas by destruction are still major problem all over the world. Land use changes affect many ecological processes such as natural sources, surface flow and erosion, and it changes resistance of soil to environmental influences. Land use and land cover are also most important factors affecting the susceptibility of the soil to erosion. There may be some differences in soil erodibility when it is used for different erosion forces and processes under different surface and hydrologic conditions and cultivation systems in places where different erosion-generating forces can co-operate. This parameter can reveal soil erodibility in terms of both breakdown of soil aggregation or structure and transport processes of soil particle along a slope section. In this respect, soil erodibility is an important parameter for erosion and desertification indicators. In this study, soil erodibility was determined in intensively cultivated alluvial and colluvial areas and grassland in semi-arid Asartepe Dam Basin located in İlhan Çayi sub-catchment of the Sakarya Basin. 256 Soil surface samples were taken using grid sampling method from each area and K factor was calculated by Nomograf equation. The study results showed that the soil properties changed significantly based on land use pattern changed along a slope, and this change reflected in the K values. While the highest K value (0,0389 t/ha*ha/MJ*h/mm) was found in grassland, it was followed by alluvial (0,0302 t/ha*ha/MJ*h/mm) and colluvial agricultural areas (0,0263 t/ha*ha/MJ*h/mm).
İnsan
etkileri nedeniyle arazi kullanımlarındaki uygun olmayan değişimler, ormanların veya meraların tahrip
edilerek işlenen alanlara dönüştürülmesi bütün dünyada hala çok önemli bir
problemi oluşturmaktadır. Arazi kullanım değişimleri bir çok doğal kaynak,
yüzey akış ve erozyon gibi ekolojik süreçleri etkilemekte ve toprağın çevresel
etkilere karşı direncini değiştirmektedir. Arazi kullanım şekli ve arazi örtüsü
de toprakların erozyona olan duyarlılıklarını etkileyen en önemli
faktörlerdendir. Farklı erozyon oluşturan güçlerin birlikte işleyebildiği
yerlerde, farklı yüzey, hidrolojik koşullar ve ekim sistemleri altında oluşan
çeşitli toprak erozyonu şekilleri yönünden kullanıldığında, toprak erozyon
duyarlılığında bir miktar farklılık oluşabilmektedir. Bu parametre hem toprak
agregat veya strüktürünün bozulması hem de bir eğim kesiti boyunca tanecik
taşınma süreçleri açısından toprak duyarlılığını ortaya koyabilmektedir. Bu açıdan toprak erozyon duyarlılığı, erozyon
ve çölleşme göstergeleri açısından önemli bir parametreyi oluşturmaktadır. Bu
çalışmada Sakarya Havzası’na dahil olan İlhan Çayı Alt Havzası’nda yer alan yarı-kurak
Asartepe Baraj Havzasında yoğun
olarak işlenen aluviyal ve koluviyal tarım alanları ve mera alanında toprak
erozyon duyarlılığı (K Faktörü) belirlenmiştir. Toprak örneklemeleri gridleme
tekniği ile her bir alandan 256’şer adet alınmış ve K faktörü Nomograf eşitliği
ile hesaplanmıştır. Çalışma sonuçları, bir eğim kesiti boyunca arazi kullanım
şeklinin değişmesine bağlı olarak toprak
özelliklerinin de önemli derecede değiştiğini ve bu değişimin K değerlerine
yansıdığını göstermiştir. En yüksek K değeri mera alanında (0,0389 t/ha*ha/MJ*h/mm) bulunurken,
bunu alüviyal (0,0302 t/ha*ha/MJ*h/mm)
ve kolüviyal tarım alanları (0,0263 t/ha*ha/MJ*h/mm)
izlemiştir.
toprak erozyonu toprak erozyon duyarlılığı arazi kullanım şekli YETKE-K
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ziraat Mühendisliği |
Bölüm | Araştıma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ağustos 2018 |
Kabul Tarihi | 27 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 1. Uluslararası Tarımsal Yapılar ve Sulama Kongresi Özel Sayısı |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.