Ecocriticism is an increasingly heterogeneous movement under which a variety of
approaches fall. One of these approaches is Ecosocialism which expands the critical scope
towards environmentally serious social issues within cities. The theory combines
revolutionary and green perspectives to promote equality and living in harmony with
nature in a classless society. At this point, Rob Nixon’s innovative concept ‘slow violence’ of
which effects are not immediate but dispersed time and space has been frequently associated
with Ecosocialism. Through ecosocial lenses, slow violence can be considered as a common
threat for environment and society since the theory perceives both as cheap resources
gradually exploited for profit. The environmental and social effects of such violence
strikingly appear in Latife Tekin’s Manves City1 (2018) in which a post-industrial small town
and its inhabitants’ tragic lives are portrayed. Based on Tekin’s socialist and green
perspectives which are frequently adopted in her literary works, Manves City, in which
exploitative attitude of employers towards nature and workers and the gradual extinction of
nature in parallel with the degradation in domestic life of local people are discussed as
essential themes, lends itself Ecosocial criticism. In analyzing the novel through ecosocial
lenses, the paper also aims to reveal the interacting relation between environmental and
social degradation through Tekin’s depiction of slow violence.
Ecosocialism slow violence Rob Nixon Latife Tekin Manves City
Ekoeleştiri altında birçok farklı yaklaşımın toplandığı gittikçe çok unsurlu hale gelen
bir akımdır. Bu yaklaşımlardan bir tanesi de eleştirel boyutunu şehirlerdeki çevresel
bakımdan kritik konulara kadar genişleten Ekososyalism teorisidir. Teori, sınıfsız bir
toplumda doğa ile uyum içinde yaşamayı ve eşitliği ön plana çıkarmak adına devrimsel ve
çevreci bakış açısını ortak bir noktada birleştirir. Bu anlamda, Rob Nixon’un ürettiği o anda
etkisi hissedilmeyen ancak zaman ve mekâna yayılan “yavaş şiddet” kavramı sıklıkla
ekososyalism ile ilişkilendirilir. Ekososyalist bakış açısından bakıldığında yavaş şiddet
toplum ve çevre için ortak bir tehdit olarak düşünülebilir çünkü bu bakış açısı hem toplumu
hem de çevreyi kar elde etmek için giderek daha fazla sömürülen ucuz kaynak olarak görür. Bu tür bir şiddetin sosyal ve çevresel etkileri endüstri devrimi sonrası küçük bir kasabayı ve
orda yaşayan insanların trajik hayatlarını resmeden Latife Tekin’in Manves City (2018) adlı
romanında çarpıcı bir şekilde ortaya koyulur. Tekin sosyalist ve çevreci düşüncelerini edebi
eserlerinde sıklıkla yansıtır. Bu anlamda işverenlerin işçilere ve doğaya karşı olan sömürgeci
tutumunun ve yerel insanların özel hayatlarındaki çöküşe paralel olarak gittikçe yok olan
doğanın ana tema olarak işlendiği Manves City romanı ekososyal eleştiriye açıktır. Bu
çalışma romanı Tekin’in “yavaş şiddet” tasviri üzerinden ekososyal bakış açısından
okuyarak sosyal ve çevresel çöküşün karşılıklı ilişkisini ortaya çıkarmayı amaçlar.
Ecososyalizm yavaş şiddet Rob Nixon Latife Tekin Manves City
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 11 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.