Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar dönemi Selçukluların Bâtınîlikle mücadelesinde bir dönüm noktası olarak görülmektedir. Dindar kişiliğiyle öne çıkan Muhammed Tapar'ın amansız Bâtınî mücadelesi yoğun olarak İsfahan civarında olup, başkenti tehdit eden Şahdiz Kalesi’nin zaptı bunun ilk somut örneğidir. Bunun yanında Bâtınî kalelerinin birer birer düşürülüp esas emir komuta merkezi olarak bilenen Alamut Kalesi’nin kuşatılması Bâtınîliğin sona ereceği anlamına gelmekteydi. Ancak Muhammed Tapar'ın ansızın ölümü, buna bağlı olarak Alamut Kalesi’nin zapt edilememesi, şüphe uyandıran ve tarihçiler tarafından tartışılan konular arasındadır. Ayrıca Bâtınîlerin İran coğrafyasında uzun bir süre ömür sürmelerini kimi tarihçiler bölgenin sıkıntılı coğrafi konumuna bağlarken kimileri de bu durumu Selçuklu vezir ve emirlerinin Bâtınilerle iş birliğine bağlamışlardır. Mesela Tapar’ın güvendiği bir adamı olarak bilinen Vezir Sa'dül-Mülk'ün, Bâtınî liderlerinden Ahmed b. Abdülmelik b. Attaş ile irtibat halinde olduğu iddiası, bu durumun sultana iletilmesine rağmen vezirine güvenmeye devam etmesi, nihayetinde hacamatla uğraşan bir Bâtınî eliyle sultanı zehirletme teşebbüsü ve iddiaları akabinde dört arkadaşıyla birlikte idam edilmesi, üzerinde durulması gereken hadiselerdir. Bu gelişmeleri Muhammed Tapar'ın Bâtınîlikle mücadelesinin başarısızlığa uğraması yönünde ipuçları veren bilgiler olarak görmek mümkündür. Öte yandan Vezir Sa’dü’l-Mülk'ün hayatı boyunca Bâtınilikle mücadele eden ve bu mücadelede bedel ödeyen Nizamü’l-Mülk ailesinden olmaması, seleflerinin aksi istikamette bir siyaset izlemesi de manidardır.
The reign of the Seljuk Sultan Mohammad Tapar is seen as a turning point in the Seljuks' struggle against Bātinism. Mohammad Tapar, who was prominent with his pious personality, was relentlessly battling the Bātinids around Isfahan, and the capture of Shahdiz Castle, which threatened the capital, is recorded as the first concrete example of this. Apart from this, the fall of the Bātinid strongholds one by one and the siege of Alamut Castle, which was known as the main command center, meant the end of Bātinism. However, the sudden death of Mohammad Tapar and the consequent failure to capture Alamut Castle are among the issues that raise doubts and are debated by historians. Nevertheless, while some historians attribute the prolonged survival of the Bātınids in Iran to the troubled geographical location of the region, some scholars rarely attribute this to the cooperation of Seljuk viziers and emirs with the Bātınids. For example, the fact that the vizier Sa'd al-Mulk, who was known as the sultan's best man, was in contact with Ahmad b. 'Abd al-Malik b. Attash, one of the Bātinid leaders, and that he continued to trust his vizier despite this situation being communicated to the sultan, and that he eventually attempted to have the sultan poisoned by a Bātinid practicing cupping, and that he was executed along with four of his friends following his claims, are events that should be emphasized. It is possible to see these developments as clues to the failure of Mohammad Tapar's struggle against Bātinidism. On the other hand, it is also significant that the vizier Saʿd al-Mulk was not from the Nizām al-Mulk family, who fought and paid the price for the struggle against Bātinism throughout his life, and that he followed a policy contrary to his predecessors.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Şubat 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.