“Sîret”, daha yaygın adıyla “siyer”, Hz. Peygamber’in hayatını konu alan
eserlerin genel adıdır. İlk başta bu tür eserler için kullanılan “sîret”
kelimesi daha sonra yaygın olarak “siyer” şeklinde kullanılmıştır. İlk
örnekleri Arap edebiyatında olan “sîret” / “siyer”, Türk edebiyatında -XIV.
yüzyıldan itibaren görülmeye başlar. Türk edebiyatında bilinen ilk örmek, XIV.
yüzyılın ikinci yarısında Darîr tarafından manzum-mensur olarak yazılan Sîretü’n-nebî’dir.
Bugün bilinen ve tamamı manzum olan ilk örnek ise XV. yüzyılda Muhammed adlı
bir müellif tarafından yazılan ve makaleye konu olan- Sîret’tir. Eser
15.500 beyit civarındadır. Eserde çok sayıda arkaik sözün bulunması onu Türk
dili ve edebiyatı açısından önemli kılmaktadır. Sîret’in yazıldığı 872
[1467] yılından itibaren pek çok istinsahı ve taş baskısı yapılmıştır. Bu, onun
çok sevilip okunduğunu gösterir. Ancak tespit edilen altmış dokuz nüshadan
hiçbiri Muhammed’in kaleminden çıkan eseri tam olarak vermemektedir. Sîret’in
bazı istinsah ve taş baskılarını yapanların, eser müellifinin adını çıkararak
yerine kendi adlarını koydukları görülmektedir. Bu şekildeki bir değişikliğin,
eseri sahiplenmek arzusundan kaynaklandığı anlaşılıyor. Makalede Sîret’tin
yurt içinde ve yurt dışında tespit edilen nüshaları tanıtılacaktır. Sîret
hakında bilgi veren çalışmalar ile nüshaların değerlendirilmesi ise bir sonraki
makaleye konu olacaktır.
“Sîret”, more commonly called
“siyer”, is the general name of the works on the life of the Prophet. At first,
the word “sîret”, which was used for such works, was commonly used as “siyer”.
”Sîret / siyer”, whose first examples were in Arabic literature, begins to be
seen in Turkish literature in XIVth century. First known in Turkish literature
is Sîretüzn-nebî, written in verse and prose by Darîr in the second half of the
XIVth century. The first example of what is known today is the Sîret, which is
a subject written by an author named Muhammed in the XVth century. The work is
around 15,500 couplets. The fact that there are many archaic words in the book
makes it important for Turkish language and literature. From the beginning of
872[1467] when Sîret was written, many copies and stone print have been made.
This shows that it has been loved and read a lot. However, none of the
sixty-nine copies identified yielded the work of Muhammad's style. It is seen
that some copiers and stone printers of Sîret put their names by removing the
name of the author. It is understood that a change of this kind is due to the
desire to own the work. In this article, the copies of Sîret will be introduced
in Turkey and abroad. The evaluation of the studies and copies will be the
subject of the next article.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 21 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.