Türk edebiyatının hikemî şiirde üstat şairi Nâbî (ö. 1712) yaradılışından gelen dikkatle baktığı her nesnede, görünenin ardındakini yani maddede manayı arar gibidir. Dünyayı rahmet hazinesi, gökyüzünü kader sergisi, yıldızları da kudret meş’alesi olarak nitelendiren Nâbî için kâinat bütünüyle bir hikmet kitabıdır. Zaten ona göre şiir de bu mana ve hikmeti anlatmak için bir vasıtadır. Bu sebeple yaradılış hikmeti üzerinde kafa yoran şair varlığın her unsurunu şiirin malzemesi yaparak şairane söylemlerine dayanak oluşturmuştur. Kâinat kitabının hikmet sırlarını şiirine taşırken; mevsimlerin değişimi, tohumun toprakta yarılarak yeşermesi, asmanın budanması, kabağın çınara tırmanması, gök cisimlerinin şekil, konum ve hareketleri, bina-zemin oturması, su dolabı, değirmen, kümbet, kapı halkası, pencere-kafes, mezar taşı-mühür gibi etrafında gördüğü her şeye dair tecrübe ve gözlemlerini şairane incelik ve hayaller vasıtasıyla İlâhî hikmetlerin izhar ve ispatı için kullanmıştır. Makalede Nâbî Divanı’nda tabii ve mimari unsurların yaradılış hakikatinin algılanmasındaki rolü ve benzetmelik olarak kullanılışı örnek beyitlerle değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ocak 2015 |
Gönderilme Tarihi | 13 Şubat 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 32 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.