Yeni yoksulluk olgusu, dışlanmanın çok boyutlu ve her boyutta kendini yeniden
üreten içeriği ile giderek derin bir biçim alan, kalıcı ve süreklilik gösteren bir nitelik
kazanmaktadır. Yeni yoksulluk ve sosyal dışlanma, birbiriyle iç içe geçmiş bir süreçsel
durumun ifadesi olarak, birbirlerini etkileyen ve tamamlayan olgulardır. Bu çalışmada yeni
yoksulluk olgusu; yoksulluğun, yoksunluğun ve dışlanmanın yapısal kaynaklarını ve
unsurlarını da öne çıkaran sosyal dışlanma yaklaşımıyla ilişkisel bir bağlamda
tartışılmaktadır. Sosyal dışlanma yaklaşımı bağlamında, bireyi suça yönelten, suçu ve sapkın
eylemi besleyen toplumsal ve sosyo-ekonomik yapısal unsurlara dikkat çekilmektedir.
Yaşanan sosyo-ekonomik sürecin bir sonucu olarak gittikçe yoğunlaşan, derinleşen,
yaygınlaşan ve kalıcı bir nitelik kazanan yoksulluk, yoksullar açısından; dışlanma,
damgalanma ve marjinalleşme gibi sonuçlar üretmektedir. Sözü edilen sonuçları
yaşantılarında deneyimleyen kesimlerden biri de hükümlülerdir. Bu nedenle bu çalışmada,
yoksulluğun yeni durumu ile dışlanma, damgalanma ve marjinalleşme süreci arasındaki
bağlantılar hükümlülük ekseninde ilişkilendirilerek çözümlenmektedir. Dezavantajlı
olmanın çoklu, derinleşmiş ve yoğunlaşmış hali olarak hükümlülük; yoksulluk ve dışlanma
olgularının beslendiği yapısal zemini, bu zeminle etkileşiminden dolayı suçla bağlantılı hale
gelen bireylerin ve grupların özgül konumunu ve bu konumun, yoksulluk ve dışlanma
sürecini yeniden üreten yapısal bir unsura nasıl dönüştüğünü kavramaya imkân
tanımaktadır. Bununla birlikte, söz konusu hükümlülük olgusu, Türkiye’de yoksulluğun
aldığı yeni niteliklerle giderek belirginleşmeye başlayan, yeni yoksullar ile potansiyel sınıfaltı arasındaki bağlantıya dikkat çekmemize de imkân vermektedir. Hükümlülük;
yoksulluk, dışlanma ve damgalanma olgularının birbirleriyle olan karşılıklı ilişkisi içinde
birçok unsuru barındıran, çok yönlü dışlanma ve yoksunlukları yeniden üreten bir unsur
olarak belirmektedir.
Yeni yoksulluk sosyal dışlanma hükümlülük damgalanma dezavantajlılık
The phenomenon of new poverty becomes persistent and continuous with social
exclusion which has a multidimensional and reproducing content in all cases. New poverty and social exclusion are interactive and mutually complementary notions as an expression of
interwoven procedural situation. In this study, new poverty is discussed in a relational
context with the social exclusion approach which emphasizes the structural sources and
components of poverty and deprivation. The social and socio-economic structural elements
that lead the individual to crime and feed crime and deviant action in the context of social
exclusion are underlined. As a consequence of socio-economic process, poverty has become
intensive, deepened, prevalent and permanent and brings forth exclusion, stigma, and
marginalization for the poor. One of the groups who experience those outcomes is the
convict. Hence, the relations between new poverty and the process of exclusion,
stigmatization and marginalization are analyzed within the context of conviction. Conviction
as a multiple and rigid concentrated form of disadvantageousness allows us to understand
the structural ground on which multidimensional intertwined deprivations and exclusions
are developed, the specific position of individuals/groups being restructured by connecting
to crime due to their interaction with this ground, and how this position is transformed into
an element that includes the process of poverty and exclusion. In addition to this, the
aforementioned cases of conviction make it possible to draw our attention to the link
between the ‘new poor’ beginning to be increasingly obvious with new dimensions that
poverty in Turkey has taken and ‘potential underclass.’ Conviction appears as a factor that
reproduces multi-faceted exclusion and deprivation in the mutual relationship between the
phenomena of “poverty,” “exclusion” and “stigmatization.”.
New poverty social exclusion conviction stigmatization disadvantageousness
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 46 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.