This research was conducted to determine the effects of different row distances and different doses of nitrogen and phosphorus on the grain yield, yield elements, morphological characteristics and some quality elements of two rye varieties (Yerli and Mercator) under Karapınar ecological conditions in 1989/90-1990/91. - It was carried out for the purpose of In this experiment, which was designed as "factorial with two replications in randomized blocks trial design", the distance between 4 rows was S1 (13 cm), S2 (16 cm), S3 (19 cm), S4 (22 cm) and nitrogen and phosphorus were used in 4 different ( 0, 3, 6 and 9 kg/da) doses were used. Maximum grain yield in the "Local" variety was obtained in the trial plots where 16 cm row spacing was planted (103 kg/da), 3 kg/da nitrogen (113 kg/da) and 6 kg/da phosphorus (106 kg/da) were applied; In the "Merkator" variety, it was determined in the trial plots where 16 cm row distance was applied (94 kg/da), 3 kg/da nitrogen (103 kg/da) and 6 kg/da phosphorus (97 kg/da) dose was applied. is. It was determined that the applied treatments had statistically significant effects on the harvest index, quality characteristics, yield elements and morphological characteristics of both rye varieties. In addition, statistically significant interaction effects were observed between the applied treatments on yield and other characteristics. In this research, it was determined that there were highly positive relationships between the number of grains per spike, grain weight per spike, spike length, plant height, bindane weight, harvest index and grain yield. In addition, positive relationships were found in multiple correlation studies between the research parameters considered and effective on grain yield. Rye ranks fourth among grains in our country in terms of cultivation area and production, after wheat, barley and corn. According to 1988 statistics, 191,000 tons of rye were produced in an area of 180,000 ha, and a grain yield of 156.7 kg/da was achieved. In our country, Central Anatolia ranks first in terms of rye cultivation area and production. In the Central Anatolia region, after Kayseri, Konya ranks second with a cultivation area of 29,951 ha and a production of 21,839 tons (Arnon, 1989). Especially the fact that Karapınar district is a place in Konya province that is open to wind erosion and has a semiarid microclimate, and rye is grown in large areas in the region, further increases the importance of this research. In Turkey's Karapınar district, which receives the least rainfall (300 mm), has light, organic matter-poor and low-fertility soils, and has severe wind erosion, optimum plant density and nitrogen and phosphorus doses in two rye varieties are related to grain yield, yield and flour. This study was carried out to determine the effects on the walls, quality and morphological features.
Nitrogen and phosphorus application Row spacing effects Yield Rye
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Bu araştırma 1989/90-1990/91 yıllarında farklı sıra arası mesafeleri ile azot ve fosforun farklı dozlarının, Karapınar ekolojik şartlarında iki çavdar çeşidinin (Yerli ve Merkator) dane verimi, verim unsurları ve morfolojik özellikleri ile bazı kalite unsurları üzerine olan etkilerini belirlemek amacı ile yürütülmüştür. "Tesadüf blokları deneme deseninde iki te- kerrürlü faktöriyel" olarak kurulari bu denemede, 4 sıra arası mesafesi S1 (13 cm), S2 (16 cm), S3 (19 cm), S4 (22 cm) ile azot ve fosforun 4 farklı (0, 3, 6 ve 9 kg/da) dozu kullanılmıştır. "Yerli" çeşidinde maksimum dane verimi, 16 cm sıra arası mesafeli ekim yapılan (103 kg/da), 3 kg/da azot (113 kg/da) ve 6 kg/da fosfor (106 kg/da) uygulanan deneme parsellerinde; "Merkator" çeşidinde ise, yine 16 cm sıra arası mesafesi uygulanan (94 kg/da), 3 kg/da azot (103 kg/da) ve 6 kg/da fosfor (97 kg/da) dozu uygulanan deneme parsellerinde tesbit edilmiştir. Uygulanan muamelelerin, her iki çavdar çeşidinde hasat indeksi, kalite özellikleri verim unsurları ve morfolojik özellikler üzerine istatistiki açıdan önemli etkiler yaptığı belirlenmiştir. Ayrıca istatistiki açıdan, uygulanan muameleler arasında, verim ve diğer özellikler üzerine önemli interaksiyon etkileri görülmüştür. Bu araştırmada, başakta dane sayısı, başakta dane ağırlığı, başak uzunluğu, bitki boyu, bindane ağırlığı ve hasat indeksi ile dane verimi arasında yüksek oranda olumlu yönde ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, ele alınan ve dane verimine etkili olan araştırma parametreleri arasında yapılan çoklu korelasyon çalışmalarında da olumlu yönde ilişkiler bulunmuştur. Çavdar, ülkemizde ekim alanı ve üretim bakımından tahıllar içerisinde buğday, arpa ve mısırdan sonra dördüncü sırayı alır. 1988 yılı istatistiklerine göre 180.000 ha'lık alanda 191.000 ton çavdar üretilmiş olup, dekara 156.7 kg/da tane verimi elde edilmiştir. Ülkemizde çavdar ekiliş alanı ve üretim bakımından Orta Anadolu birinci sırayı almaktadır. Orta Anadolu bölgesinde ise Kayseri'den sonra Konya, 29.951 ha ekiliş alanı ve 21.839 ton'luk üretim ile ikinci sırayı almaktadır (Arnon, 1989). Özellikle Karapınar ilçesinin Konya ili içerisinde rüzgar erezyonuna açık ve yarıkurak mikroklimaya sahip bir yer olması, yörede geniş alanlarda çavdar yetiştirilmesi, bu araştırmanın önemini daha da artırmaktadır. Türkiye'nin en az yağış alan (300 mm), hafif, organik maddece fakir ve verimlilik seviyesi düşük topraklarına sahip olan, şiddetli rüzgar erezyonunun bulunduğu Karapınar ilçesinde, iki çavdar çeşidinde optimum bitki sıklığı ile azot ve fosfor dozlarının dane verimi, verim unsurları, kalite ve morfolojik özellikleri üzerine etkilerini belirlemek amacı ile bu çalışma yapılmıştır.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Organik Tarım |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ağustos 1995 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 1995 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1995 Cilt: 7 Sayı: 9 |
Selcuk Journal of Agriculture and Food Sciences Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.