Avrupa halkları göçebelik ve kırsal yaşam kurumlarının pek çok özelliklerini yapısında barındırmıştır. Tarımsal teknikleri oldukça geriydi, toplumu oluşturan gruplar hâlâ birbirlerine kan bağı ile bağlanmakta,arazi her bir ailenin gereksinimlerine ve güçlerine orantılı olarak dağılmaktaydı.
Uçsuz bucaksız sahada yürütülen tarımsal ekonomik sistem içinde sağlanılan yöresel birlikler,kısmen siyasal ve kısmen de ekonomik i-llşkilerin yansıtıldığı,feodalizm denilen bir yapıyı oluşturmaktaydı. Feodal toprak ekonomisi, bütün arazi iyeliğinin güçlü İnsanlar zümresinin elinde bulundurduğumu özel mülklerin işlettlrllmesi sayesinde maksatlara erişildiği bir sistemdir. Bu sistemin güçlü insanları ; münzevi keşişler,kilise kodamanları, krallar, prensler, savaşçılar ve şövalyeler,bunların hizmetlileri olmak üzere çok çeşitli çevrelerden gelmekteydi.
Değişim ekonomisi,çeşitli ekonomik birimler arasında ürünlerin değişimi yoluyla gereksinimlerin karşılandığı bir sistemdir. Çağdaş dünyada değişim öylesine evrenseldir ki,temel özelliği olarak,barışçı değişim ve kazanç peşinde koşmak olduğunun düşünülmesi çok kolaydır.
Tüketici grupların ilk olarak kentin evrimiyle oluşmuş olması,önemli bir gerçektir. Orta çağ kenti çok güçiü birlik duygusuyla do-luydu;bu duygu bütün sınıflar,lordlar ve aristokratlar tarafından hissedilmekteydi. Orta çağ kentinin temel özelliği,ürünlerin üretildiği bir yer olmak yerine getirildiği bir merkez olmasıydı. Nüfusun aşırı derecede toplandığı şehirlerde,yiyecek ve hammaddeler de büyük miktarlarda kullanılmaktadır. Daha çok ürün gelmesinin sonucunda şehirlerde, giderek artan ürün talebi ve para arzıyla karşılaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Mayıs 2014 |
Gönderilme Tarihi | 31 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 8 Sayı: 1-2 |
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.