Antik Çağlarda, yaşamın öncelikler sıralamasında savaşlar, ve iktidar mücadeleleri vardı. Fakat, o çağlardaki bir çok düşünür, insanın iç dünyasını, çevresiyle olan ilişkisini ve bunlarla şekillenen toplum düzenlerinin dayanaklarını yorumlamışlardır. Orta Çağ tslâm Dünyası ve Yeni Çağ Avrupa Dünyası’nda yaşanan yenilik ve yeniden yapılanma hareketleri, Antik Çağ düşünürlerinin eserlerinin özgün biçimde yorumlanıp çağın gereklerine göre uygulanmasını sağlamıştır, lö.yy’ın başlarından itibaren, yaşamın öncelikler sıralaması da zaman içinde değişerek, iktisat, bilim olarak üst sıralarda yerini almıştır. İktisat biliminin önde gelen düşünürleri, çağlar boyu değişen ve gelişen ahlâk felsefesinin iktisat bilimine etkilerini tartışmaya başlamışlardır. Doktrinler felsefeden yoksun olmazlar. Bu açıdan da ahlâk felsefesi iktisat literatüründeki birçok doktrinin temelini teşkil etmiştir. Fakat bazı doktrinlerde çıkış noktalarında farklı felsefeleri benimseyerek ahlâkı direkt olarak önemsememişlerdir. Aslında ortaya çıkan fark ahlâkın reddi değil yorumlanmasındaki özgünlüklerdir. Türk İktisat Literatüründe iktisat ve ahlâk arasındaki etkileşim yeterince incelenmemiştir. Bu çalışmada amaç, literatüre bir noktada katkı yaparak yeni çalışmalar için yol gösterici konumda olmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Mayıs 2014 |
Gönderilme Tarihi | 31 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 10 Sayı: 1-2 |
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.