History often depicts murders of emperors, governors or aristocrats for throne fights and power struggles. Such instances are frequent in Rome, especially during empire. The people to assassinate an emperor were mostly his successor or next of kin. Daggers and swords take lead in these assassinations to dethrone. Rarely seen are poisons and poisoners to bring a silent and slow death to the victim. Martina, Narcissus, Canidia, and Locusta are the main names known in written sources of antiquity as related to poisoning. This study deals with Locusta knows as the first professional poisoner in history and what is her contribution to shift empire’s fate with her hand-crafted poisons. Statements by ancient authors such as Tacitus, Cassius Dio, and Suetonius are used to define her employers, her victims, the poisons she utilized, and how she directed Roman Empire’s fate with her poisons
Tarihte kralların, imparatorların, devlet adamlarının ya da aristokratların taht kavgası, iktidar hırsı gibi nedenlerle öldürülmeleri sıklıkla görülmektedir. Bu, Roma’da özellikle İmparatorluk Dönemi’nde sıkça karşılaşılan bir durumdur. İmparatorlara suikast düzenleyenlerden başı çekenler, çoğunlukla o imparatorun yerine geçecek olan kişi ya da en yakınlarıdır. Tahtı devirmek için yapılan bu suikastlarda hançer ve kılıçların başrol oynadığı görülür. Kurbanının sonunu sessiz sedasız getiren zehir yoluyla düzenlenen zehirlemeler ve o zehri hazırlayan kişiler ise daha nadir olarak karşımıza çıkar. Roma’da Martina, Narcissus, Canidia ve Locusta Eski Çağ’ın yazınsal verilerinde zehirlemeleriyle bilinen başlıca isimler arasında yer alır. Bu çalışmada ise tarihe adı bilinen ilk profesyonel zehirci olarak geçmiş olan Locusta ve onun kendi elleriyle hazırladığı zehirlerle imparatorluğun kaderinin değişmesinde payının ne olduğu ele alınmıştır. Locusta’nın kimler için çalıştığı, kurbanları, kullandığı zehirler ve Roma İmparatorluğu’nun geleceğine zehri ile nasıl yön verdiği Tacitus, Cassius Dio ve Suetonius gibi Eski Çağ yazarlarının aktarımlarına dayanarak ortaya konulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 5 |