Kadın ve erkekten beklenen toplumsal cinsiyet
rollerine uygun davranmalarıdır. Bu bağlamda
kadınlar, toplumsal cinsiyet algılarının ortaya
çıkardığı ev kadınlığı, annelik, eş gibi rollerini ön
plana çıkarmasına, “çalışan kadın rolünü” ikinci
plana itmesine neden olan baskılarla
karşılaşmaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak
çalışan kadın, toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin
sorumlulukları, ile çalışma yaşamının
sorumlulukları arasında ciddi çatışmalar
yaşamaktadır. Literatürde “İş-Aile yaşamı
çatışması” olarak adlandırılan bu çatışma bir
yandan kadının aile ilişkilerini etkilemekte, diğer
yandan da çalışma yaşamında önüne büyük
engellerin çıkmasına neden olmaktadır. Çalışan
kadınların “annelik” nedeni ile yaşadıkları
zorlukları hafifletmek ve iş aile yaşamı arasında
denge kurabilmelerine yardımcı olmak amacıyla
29.01.2016 kabul tarihli 6663 sayılı Kanun ile Türk
çalışma hayatı açısından önemli değişiklikler
yapılmıştır. Bu kanun kapsamında; 4857 sayılı İş
Kanunu ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununda düzenlemeler yapılmış ve çalışanların
doğum ve/veya evlat edinme sonrası izin sürelerine
ve kısmi süreli çalışma hakkına ilişkin yenilikler
getirilmiştir. Böylece mevzuatın gebelik ve doğum
sonrası çalışan kadını korurken, toplumsal cinsiyet
eşitliğini sağlamaya ve iş aile çatışmasını
azaltmaya da yardımcı olması amaçlanmıştır.
Toplumsal cinsiyet iş-aile yaşamı çatışması kısmi-süreli çalışma
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 7 Sayı: 2 |