This book review examines Walter J. Ong's work “Orality and Literacy: The Technologizing of the Word”. Ong's book, published in 1982, explores the profound effects of technology on human communication, particularly the shift from orality to literacy. This groundbreaking study delves into how the advent of written language fundamentally transformed human consciousness, shaping our ways of thinking, perceiving the world, and constructing knowledge. Ong's central argument revolves around the idea that the emergence of writing led to a radical shift in human cognition. He explains how oral cultures, relying on memorization and the use of formulas, fostered a collective and participatory mode of communication. In contrast, writing introduced a more linear, detached, and individualistic style of expression, enabling abstraction, critical analysis, and the development of complex thought processes. Throughout the book, Ong supports his arguments with a wide range of historical, anthropological, and linguistic examples. He examines the emergence of written language in ancient civilizations, the role of writing in religious and philosophical traditions, and its impact on education, memory, and personal identity formation. Ong highlights the notion that remnants of oral thought processes persist even in societies dominated by writing. Despite the prevalence and dominance of writing in contemporary society, he argues that traces of oral culture and habits continue to influence our language, cognition, and forms of expression. This concept challenges the linear progression from orality to literacy and emphasizes the coexistence of multiple cognitive frameworks. The development of technology and the widespread adoption of communication tools have not only facilitated daily life but also brought about changes in the way we communicate. In his book "Orality and Literacy: The Technologizing of the Word," Walter Ong emphasizes that the transformative impact of technology on communication occurred in the past with the emergence of writing. Building on this, he provides insights into what is claimed to be the dominant visual culture of today, or what Ong refers to as the "secondary orality." The change brought about by the written culture, the first step of which was taken with the invention of writing and has continued until today, has spread over a very long period of time. The emergence and spread of technological tools, which Ong refers to as the electronic revolution, took place very quickly. Although the book mainly focuses on oral and written culture, it also touches on the electronic revolution and opens the door to research in this field.
Bu kitap incelemesi, Walter J. Ong'un "Sözlü ve Yazılı Kültür: Sözün Teknolojileşmesi"ndeki çalışmasını araştırmaktadır. Ong'un 1982'de yayınlanan kitabı, teknolojinin insan iletişimi üzerindeki derin etkilerini, özellikle de sözlü dilden yazılı dil biçimlerine geçişi araştırmaktadır. Yazılı dilin insan bilinci ve kültürü üzerindeki derin etkisini araştıran bu ufuk açıcı çalışma, sözlü iletişimden yazılı iletişime geçişi ve bunun düşünme, dünyayı algılama ve bilgiyi inşa etme biçimimizi temelden nasıl değiştirdiğini incelemektedir. Ong'un ana argümanı, yazının ortaya çıkışının insan bilişinde radikal bir dönüşüme yol açtığı fikri etrafında dönüyor. Ezberlemeye ve kalıpların kullanımına dayanan sözlü kültürlerin kolektif ve katılımcı bir iletişim biçimini nasıl teşvik ettiğini açıklıyor. Buna karşılık, yazı, soyutlamaya, eleştirel analize ve karmaşık düşünce süreçlerinin geliştirilmesine olanak tanıyan daha doğrusal, bağımsız ve bireysel bir ifade tarzı yaratmıştır. Walter Ong kitap boyunca, okuryazarlığın insan bilinci üzerindeki derin etkilerini göstermek için çok çeşitli tarihsel, antropolojik ve dilbilimsel örnekler kullanıyor. Eski uygarlıklarda yazı dilinin ortaya çıkışını, dini ve felsefi geleneklerde yazının rolünü ve eğitim, hafıza ve kişisel kimliğin oluşumu üzerindeki etkisini araştırmaktadır. Ong, sözlü kültürün ilk anlamıyla bittiğini belirtmekte ancak kalıntılarının sürdüğünü eklemektedir. Çağdaş toplumda yazının her yerde bulunmasına ve hakim kültür olmasına rağmen, sözlü kültürün düşünce süreçleri ve alışkanlıklarının kalıntılarının devam ettiğini ve dilimizi, bilişimizi ve ifade biçimlerimizi hala etkilediğini savunmaktadır. Bu kavram, sözlü kültürden yazılı kültüre geçişin bir ilerleme olduğu fikrine meydan okumakta ve çoklu bilişsel çerçevelerin bir arada var olduğunu vurgulamaktadır. Teknolojinin gelişimi ile ortaya çıkan iletişim araçları ve bunların toplumda yaygınlaşması yalnızca hayatı kolaylaştırmakla kalmamış, aynı zamanda iletişim kurma biçiminde değişiklikler yaratmıştır. Walter Ong, "Sözlü ve Yazılı Kültür: Sözün Teknolojileşmesi" isimli kitabında teknoloji ile yaşanan bu biçim değişikliğinin geçmişte yazı ile de yaşandığı üzerinde durmaktadır. Buradan hareketle günümüzde hakim olduğu iddia edilen görsel kültür ya da Ong’un deyimiyle “ikincil sözlü kültür” hakkında da bilgi vermektedir. Yazının bulunuşu ile ilk adımı atılan ve günümüze kadar devam eden yazılı kültürün ortaya çıkardığı değişim çok uzun bir sürece yayılmıştır. Ong’un elektronik devrim olarak ifade ettiği teknolojik araçların ortaya çıkışı ve topluma yayılması ise çok hızlı gerçekleşmiştir. Kitap temelde sözlü ve yazılı kültür üzerinde durmasına rağmen elektronik devrime de değinmekte ve bu alanda yapılacak araştırmalara kapı aralamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Kitap İncelemesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 1 |
Bu dergi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.