‘Doğaya dönüş’ birçok ülkenin popüler ve bağımsız sinemasında çeşitli tür, alt türler ve yaklaşımlarla örneklerine sıkça rastlanan bir temadır. Doğaya dönüş üzerinden insanın doğayla mücadelesi, uzlaşımı ve onunla uyumlanma süreçleri, toplumdan uzaklaşarak doğada izole olma, doğayla tanışıp kendini bulma gibi konuları ele alan filmlerin uzun bir listesi yapılabilir.
Son dönem Türk Sineması’nda bu temaya oldukça farklı açılardan yaklaşan iki film olan Koca Dünya (Reha Erdem, 2016) ve Yuva (Emre Yeksan, 2018) dikkate değerdir. İçine düştükleri durumdan kaçarak ormana sığınan Ali ve Zuhal’in öyküsünü anlatan Koca Dünya ve tek başına ormanda yaşamayı seçen Veysel’in oradan zorla çıkarılma sürecini konu alan Yuva filmleri bambaşka evrenler kurarken neredeyse organik bir bağa sahiptirler. Filmlerdeki doğaya dönüş, ekolojik hassasiyetlerin tespit edilebileceği, üzerinden doğa, insan ve ekoloji hakkında çıkarımlar yapmaya açık, düşünsel arka planı zengin ve katmanlı bir dönüştür.
Karakterlerini doğayla en kadim ilişkilerine geri döndürerek onları ait olunabilen, bir ağacın dalı olup ormanın zeminine karışarak parçası olunabilen bir yer olarak doğa düşüncesiyle ilişkilendirirler.
Hem Koca Dünya hem de Yuva, anlattıkları öykülerde doğayı ‘insanmerkezci’ (antroposantrik) biçimlerde konumlandırmayan, bu yaklaşımlarıyla da ‘ekosinema’ bakış açılarıyla örtüşen filmlerdir. Makalede sinemaya ait yöntem ve araçlarla doğa ve insan ilişkisi üzerine nasıl bir ekolojik perspektif üretildiği incelenecek; ‘ekosinema’ tartışmaları çerçevesinde ‘doğamerkezci’ bakışın hangi anlatısal ve görsel-işitsel yöntemlerle oluşturulduğu irdelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |