Sinemanın bir rüya sahnesi olduğu düşüncesi aynı zamanda imgelerin de tarihine içkin bir düşünmedir. İmgeler, insan varlığının kendilerine dokunmuş olmasıyla, rüya sahnesi olarak tehlikeli şekilde düşünülmüşlerdir. Bu yüzden her toplumun ikonoklastları olmuş, imgeleri kontrol etmenin yollarını aramış ve başarılı bir şekilde imge rejimleri düzenlemişlerdir. Bakışı zedeleyeceği, onu baştan çıkartabileceği bilinen imgeler hakikat rejiminin de güvencesini sağlamışlardır. Sürekli enflasyonun ve tüketimin olduğu günümüz imge rejiminde, imgelerin içinin boşaldığı söylenen bir zamanda böyle bir durum eskimiş ve batıl olma kanaatiyle yüzleşmek zorundadır. Böyle bir ikonoklasizmin günümüzde hakikatin elden kaçtığını göremeyecek kadar kör bir şekilde terörize olmaktan kendisini alamaması, onun tabutuna bir çivi daha çakılması gerektirmektedir.
Filmler ve Rüyalar Tarkovsky Bergman Sokurov Kubrick and Wong Kar- wai Thorsten Botz- Bornstein
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları, Felsefe |
Bölüm | Kitap İncelemeleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 3 |