Araştırmanın
amacı; paradigma olgusunun bilim felsefesi kapsamında değerlendirilmesi ve
sanat alanında paralel gelişim çizgisinin takip edilerek, örnekleme alınan
çağdaş sanatı odağına yerleştirmiş filmler üzerinden analizinin yapılmasıdır.
Bu kapsamda yönetmenliğini Ruben Östlund'ın üstlendiği 2017 yapımı The Square
(Kare) ve Julian Rosefeldt'in 2015 yapımı Manifesto filmleri paradigma
değişimleri bakımından içeriksel olarak ayrıntılı analiz edilmektedir. Bu doğrultuda;
kültürün özelleştirilmesi, müze ve galerilerin sanata müdahalesi, basının,
reklamcılığın sanatın özsel dilini değiştirmesi, manipüle etmesi,
manipülasyonun eserin duyulması adına sanatçı tarafından meşru görülmesi,
akademik sanatın yerini çağdaş olana bırakması, çağdaş sanatın absürd olana
evrilmesi, kapitalizm bir yandan eleştirilirken, diğer yandan onun gerek
sanatçı gerek galerici tarafından kendi çıkarına kullanılması gibi konular ele
alınan önemli noktalardır.
Thomas
Kuhn'un bilim felsefesine kazandırdığı paradigma olgusuna ve paradigmatik bilim
anlayışına bakıldığında; bilimin sapmalarla ilerlediği ve her paradigma
içerisinde bilimin yeni soruları cevaplamada yetersiz olduğu noktaya kadar
olağan bilim etkinliklerinin gerçekleştirildiği görülür. Sorular cevapsız
kalmaya başladığında bir bunalım dönemine girilir, bu dönem yeni bir
paradigmanın ortaya çıkışının ilk belirtileridir. Benzer şekilde sanat
eğilimleri ve öncü sanatçılar da bunalım dönemleriyle yeni paradigmaları
başlatır ve benzer bir süreç yaşanır. Ortaya çıkan her yeni akım sistem
tarafından benimsenen paradigmanın (sanat eğiliminin/sanatçı görüşünün) dışına
çıkan söylem ve eylemler yoluyla gerçekleşmiştir. Paradigma değişiminin ilk
belirtileri görüldüğünde ve hatta değişim kaçınılmaz olduğunda dahi eski
paradigmanın savunucularının buna doğru yön değiştirmesi kolay olmamış, tıpkı
Rosefeldt'in yönetmenliğini yaptığı filmde Dadaist Manifesto'nun okunduğu
cenaze sahnesinde olduğu gibi
"eski" (fikirler, ideolojiler, eğilimler, yaşam biçimleri, sanat
eğilimleri vd.) toprağa indirilirken ve yeninin yaşam ve ölüm diyalektiğinde
doğuşu sağlanırken kendisine taraf bulması
ancak uzun bir zaman almıştır (Bunalım dönemi her sistem tanımında uzun bir
süreci kapsar). Ancak değişim tüm karşıtlıklara, itirazlara rağmen kaçınılmaz
olarak gerçekleşmektedir. Tıpkı The Square (Kare) filminde müze bahçesine
yerleştirilecek ışıklandırılmış bir kareden ibaret olan bir enstalasyonun
(çağdaş sanat) görkemli bir atlı heykelin (akademik sanat) yerini alması gibi.
Çağdaş sanat Paradigma olgusu Bilim felsefesi Manifesto Kare Östlund
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Özel Sayı (1) Mayıs 2019 |