21.yüzyılı yaşayan dünyamızda toplumlar, gelişmişlik sıralamasında bazı ölçütler kullanılarak diğer toplumlardan aşağı veya yukarı bir noktada konumlandırılmaktadırlar. Toplumlar eğitim, sağlık, ulaşım, teknolojiye erişim, toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik hizmetler başta olmak üzere birçok ölçütler temelinde sınıflandırılmaktadır. Günümüzde yeryüzünde en gelişmiş ülkelerin, aynı zamanda kendi toplumlarındaki başta yoksullar olmak üzere dezavantajlı kesimlere yönelik çok çeşitli sosyal politikalar geliştirdiklerini ve bu politikaları uygulamaya geçirdikleri görülmektedir. Ancak toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik geliştirilen bu sosyal politikaların bir anda gelişmediği, yüzyıllara dayanan bir gelişme çizgisine sahip olduğu görülmektedir. Devletlerin, yoksul, işsiz ve bakıma muhtaç bireylerinin yaşam koşullarının iyileştirme yönünde çabalarına ancak modern devletin gelişmesiyle şahit olunduğu görülmektedir.
Bu çalışmanın yapılması öncesinde, Şırnak ilindeki yoksulluk düzeyinin belirlenmesi amacıyla yapılan incelemelerde elde edilen veriler, ildeki yoksulluk düzeyinin vahim boyutlarda olduğunu ve ildeki toplam nüfusun yaklaşık %40’nın kendilerine yapılan nakdi yardımlarla yaşamlarını sürdür-dükleri görülmüştür (TÜİK, 2021) Araştırmanın yürütüldüğü Cizre ilçesinde ise sadece Cizre Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından 2020 yılında 6817 kişinin sürekli yardımlardan yararlandığı; bu sayının, 2021 yılında yararlanıcı sayısının 15215 kişiye ulaştığı görülmektedir. (SYDV, 2021).
Bu çalışmada, 1990’lı yıllardan itibaren yoğun bir göç alan Cizre ilçe merkezinde sosyal yardım kuruluşları tarafından yürütülen sosyal politika uygulamalarının, yoksullukla mücadelede ne düzeyde etkili olduğunu ortaya koymak amacıyla “Durum Çalışması Deseni” kullanılarak bu uygulamalardan yararlanan yararlanıcıların bakış açıları ortaya konmaya çalışılmıştır. Araştırmanın alt problemleri doğrultusunda hazırlanmış olan Yarı Yapılandırılmış Soru yönergesi kullanılarak sosyal politika uygulamalarından yararlanmış olan bireyler ile mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerinin içerik anali-zinde katılımcıların en yoğun olarak aileye güven koduna yoğunlaştığı, aileden sonra komşuya güven duymanın ikinci sırada geldiği diğer unsurlara ise güvenlerinin gittikçe düştüğü görülmüştür. Katılımcılardan elde edilen verilerin içerik analizinde, sosyal sermaye düzeyi nispeten yüksek olan katılımcıların, ekonomik veya sosyal bir sorun yaşadıklarında devlet kuruluşlarından destek görmeye ve alınan sosyal yardımların yaşadıkları sorunların çözümünde önemli katkılarda bulunmaya ilişkin olumlu bakış açısına sahip olma yoğunluğunun sosyal sermaye düzeyi nispeten düşük olan katılımcılardan daha fazla olduğu ve katılımcıların çoğunlukla akrabalarıyla veya sosyal çevreleri ile herhangi bir yardımlaşma mekanizması kuramadıklarını bildirdikleri görülmüştür. Hayırsever yardımlarının sürekli olamayışı ve hayırseverlerin yaptığı yardımların miktar olarak az olması düşüncesinin etkisiyle katılımcıların yarısı hayırsever yardımlarının yoksulluğun azaltılmasında etkili olmadığını düşünmektedir. Katılımcıların yarısından biraz azı, sosyal yardımlardan yararlandık-tan sonra yaşamında önemli bir değişiklik hissettiğini bildirmiştir. Yine katılımcılar, çoğunlukla yapılan sosyal yardımların miktarlarının arttırılması gerektiğini ve yoksulluk ile mücadelede çok az katkı sunduğunu düşünmektedirler.
Anahtar Kelimeler: Sosyal Politika, Yoksulluk, Sosyal Sermaye, Sosyoloji
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 25 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |