Mevcut sistemin aksayan
yönlerini çözmeyi ve toplumun kaybolmaya yüz tutmuş değerlerini canlandırmayı
amaçlayan, aynı zamanda bu süreci özgürlük, eşitlik ve barış düşüncesiyle
birleştiren mükemmeliyet arayışı ütopyaları yaratmıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alınan ekolojik
ütopyalar, doğayla uyumlu, kırsal yaşam özünde idealleştirilmiş ve komün
topluluklar biçiminde oluşturulmuş çağdaş kentleşme politikaları ortaya
koymaktadır. Bu çalışmada ekolojik ütopyalardan, Ernest Callenbach’in, Ekotopya, Robert Havemann’ın Yarın: Yol Ayrımındaki Sanayi Toplumu
Eleştiri ve Gerçek Ütopya ve Joel de Rosnay’in Le Macroscope ve Ortakyaşar İnsan yapıtları incelenmektedir.
Ekolojik ütopyalar, ideal bir toplum düzeni ve sağlıklı bir kentleşme için
tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi, doğaya saygılı olunması, insanın
doğanın bir parçası olduğunun unutulmaması ve en önemlisi çevre bilincinin
gelişmesi gerektiği konusunda önemli varsayımlar içermektedir. Bu çalışmada, üç
ekolojik ütopyacının, sanayi devrimi, küreselleşme, makineleşme ve kalkınma
gibi faktörlerin etkisiyle değişime uğrayan tüketim alışkanlıklarını doğa
temelli değiştirmeye yönelik kurguladıkları kentsel yaşamlar karşılaştırılarak
açıklanmakta ve bu sürecin güncel kentleşme süreçleriyle ilişkisi incelenmektedir.
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mayıs 2017 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |