“Kimlik” kavramı geçtiğimiz son birkaç on yılda, sosyal bilimlerin en önemli kavramlarından biri olarak, ölçekleri ve nitelikleri birbirinden farklı pek çok toplumsal grup üzerine yapılan çalışma için oldukça elverişli bir analiz birimi haline gelmiştir. Bu çalışmalarda öncelikle, toplumsal grupları birbirinden ayıran özellikler bütününe işaret eden kimlik, çoğu teorisyenin üzerinde mutabık kaldığı biçimde belirsizlikten, tektipleşmeden ve farksızlaşmadan kaçış talebi olarak kavramsallaştırılır. Tanınma, tanımlama ve aidiyet etrafında biçimlenen kimlikler, etnik gruplar tarafından değişen koşullara göre yeniden inşa edilir. Bu inşa süreci söz konusu koşullara sürekli bir yeniden uyarlanma halidir. Etnik gruplar değişen yaşam koşullarına kendilerini uyarlamada; tanınma, tanımlama ve aidiyet etrafında şekillenen maddi ve manevi değerlerine referans yaparken kendilerini “öteki”lerden ayıran kültürel farklılıklara işaret eden belli simge ve pratiklerden yararlanırlar. Giyim-kuşam, yemekler, yaşam alanları vb. maddi kültür ögelerinin yanı sıra, etnik bir grubun kendilerini tanımlama ve diğer gruplardan ayırmada başvurduğu en güçlü işaretleyiciler kültürün manevi boyutunda yer alan müzik ve danstır. Bu yüzden müzik ve dans gibi ifade kültürü pratikleri, toplulukların kimliklerini nasıl bir müzakere sürecinden geçirdiğini anlamada önemli birer analiz aracı sayılır. Müziği sosyokültürel bir mercek altında inceleyen Etnomüzikoloji çalışmaları, etnik toplulukların kimlik iddialarında müzik ve danslardan yararlanma biçimlerinin kültürlerine özgü yanlarını aramaya devam eder. Bu derleme çalışmasının amacı kimliği inşa eden müzikal simge, pratik ve söylemlerin farklı kültürlerdeki tezahürlerini dikkate alarak müziğin etnik topluluklar için kültürel temsil gereksinimlerine nasıl yanıtlar verebildiklerine dair bir resim sunmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 13 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |