Mâlik b. Enes, ashâb döneminden itibaren Medine’de gelişen Hicaz fıkhı içerisinde birikim ve tecrübesini geliştirmiş ve kendisinden sonra gelenlere aktarmayı başarabilmiş önemli bir müçtehittir. O, öğrencileriyle beraber ehl-i re’y ve ehl-i hadis yaklaşımlarını içeren bir halka oluşturmuştur. Karâfî (ö. 684/1285) de önemli bir Mâlikî fakihi ve usûlcüsü olup eserlerinde Gazzâlî’ye (ö. 505/1111) ve Cüveynî’ye (ö. 478/1085) sıkça yaptığı atıflardan onun üzerinde bu iki âlimin ve dolayısıyla Bâkıllânî’nin (ö. 403/1013) etkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Karâfî’ye en çok tesir eden fakih ise İzzeddin b. Abdüsselâm’dır (ö. 660/1262). Onun üzerinde Râzî’nin (ö. 606/1210) de belli bir tesiri mevcuttur. Karâfî, taassuptan uzak bir şekilde, meseleleri mezhepler arası mukayeseli olarak ele almış, bazen diğer mezhep imamlarının görüşlerini benimsemiştir. Bir mezhebe bağlı olması Karâfî’nin bağımsız ve orijinal bir ilmî şahsiyet olmasına mani olmamış, gerektiğinde kendi mezhebindeki bazı görüşlere, hatta birçok konuda görüşünü benimsediği İzzeddin b. Abdüsselâm’a karşı çıkmaktan da çekinmemiştir. Karâfî’nin fıkıh düşüncesinde temel kriter, ilke ve kurallara bağlılıktır. Kendi döneminde ve sonraki devirlerde bu kadar etkili olmayı başarmış bir âlim olarak Karâfî’nin çok sayıda eseri bulunmaktadır. Karâfî’nin fıkıh usûlü ile ilgili eserleri arasında kendi döneminde ve sonrasında oldukça etkili olmuş bir çalışması da Şerhu Tenkîhi’l-Füsûl adlı eseridir. Onun farklı görüşlerle zenginleştirdiği bu eseri, yine kendisine ait olan Tenkîhu’l-Füsûl’un şerhidir. Bu eserinde cedel tekniğini çok iyi kullanarak değişik görüş sahipleri ile tartışmaya girmekte, ayet ve hadis başta olmak üzere bol sayıda delil sunarak görüşlerini savunmaktadır. Bu şekilde taassuptan uzak ve geniş görüşlü bir usûlcü portresi çizmeyi başarmaktadır. Hem fıkıh usûlü hem de hadis usûlü konusu olan ‘haber’ meselesine fıkıh mezheplerinin bakışını tespit etmek önemlidir. Zira fıkıh ekollerinin haberlere karşı yaklaşımları, özellikle mütevâtir ve âhâd haber ile ilgili görüşleri, onların içtihat ve fetvalarına etki etmektedir. Bu bağlamda Mâliki ezhebinin mütevâtir ve âhâd haberlere karşı tavrını tespit etmek amacıyla, önemli bir Mâlikî âlim olan Karâfî örnek olarak seçilmiştir. Karâfî’nin mütevâtir ve âhâd haber ile görüşlerini, bu iki haber türünün epistemolojik değeri hakkındaki yaklaşımını Şerhu Tenkîhi’l-Füsûl adlı eseri çerçevesinde ele alıp değerlendireceğiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2018 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mayıs 2018 |
Kabul Tarihi | 11 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 9 Sayı: 20 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.