Çalışmanın amacı Lozan görüşmeleri sürecinde Felemenk Sefareti’nin İzmir’de bulunan kilise ve mezarlıklarına Türkler tarafından saldırıldığına yönelik iddialarını irdelemek olarak tanımlanır. Lozan görüşmelerinin ilk safhasının başlamasının ardından özellikle de Lozan’da mezarlıklar meselesinin görüşüldüğü periyotta başta İngiltere olmak üzere Müttefikler, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yer alan mezarlık ve kiliseler gibi dinî ve ruhanî müesseselerine saldırıldığına ilişkin iddialarını artırdılar. Esasen bu iddialar Büyük Taarruz sonrasında İzmir’in istirdadı sürecinde de dillendirilmişti. Saldırı iddiaları Türk Hükümeti tarafından araştırıldığında mezarlıklara saldırının kasıtlı olmadığı ortaya çıktı.
Büyük Taarruz sonrasında Yunanların firarı esnasında Felemenk mezarlığında da tahribat olmuştu. Belediye bu mezarlığı da tamir ettirdi. Mezarlıkları tahrip eden 15 kişi cezalandırıldı. Ancak Lozan Konferansı kesintiye uğradığı dönemde Mart 1923’te Felemenk Sefareti, İzmir Konsolosluğu aracılığı ile İzmir Hançeşme’de bulunan Felemenk mezarlığına saldırıldığına ilişkin nota verdi. Şikayet üzerine polis müdürü tarafından olay yerinde yapılan ve konsolosluk tercümanının da hazır bulunduğu incelemede mezarlığa saldırı olmadığı, evvelden yapılan tamiratın iyi olmaması nedeniyle mezar kapaklarının yerinden oynadığı ifade edilmişti. Ancak Felemenk Sefareti bunu kabul etmedi. Lozan Konferansı’nın kesintiye uğradığı süreçte mezarlıklara saldırı iddialarının yeniden dillendirilmesi tesadüf değildi. Bu iddialar Türkiye’ye karşı baskı oluşturma amacını da taşıyordu. Çalışmada Felemenk Sefareti’nin meseleye yaklaşımı ve Türk tarafının tutumu ve ürettiği çözümler değerlendirildi. Araştırmada temel olarak Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi belgelerinden yararlanıldı.
The aim of the study is defined to examine the claims that an attack was carried out towards the churches and graveyards of the Embassy of the Netherlands in İzmir by Turkish people during the Lausanne negotiations. After the first stage of the Lausanne negotiations started, the Allied Powers, England foremost, increased the claims that an attack was carried out towards their religious and spiritual institutions such as the churches and graveyards in various parts of Anatolia, especially during the period when the issue of the graveyards was discussed in Lausanne. Essentially, these claims were also expressed during the recoupment of İzmir following the Great Offensive. When the attack claims were investigated by the Turkish Government, it was revealed that the attack towards the graveyards was not intentional.
After the Great Offensive, destruction also happened in the Dutch graveyard during the desertion of the Greeks. The municipality also made this graveyard repaired. Fifteen people who destroyed the graveyards were punished. However, during the period when the Lausanne Conference was interrupted in March 1923, the Embassy of the Netherlands sent a diplomatic note by the İzmir Consulate about the Dutch graveyard in Hançeşme, İzmir, being attacked. In the analysis made by the head of the police on the scene upon a complaint and during which the translator of the consulate was ready, it was stated that there was no attack on the graveyard and grave covers came loose because the previously made repairs were not good. Expressing the claims of graveyard attacks again was not a coincidence during the period when the Lausanne Conference was interrupted. These claims also had the aim of causing pressure against Türkiye. The study evaluated the approach of the Embassy of the Dutch towards the issue, and the Turkish side’s attitude and solutions towards the destruction of the churches and graveyards. The research benefited basically from the Ottoman Archive documents of the Presidency.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 23 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |