Son yıllarda Türk siyasal hayatında, cumhuriyetin kuruluş yıllarında kapsam dışı bırakılan İslami dönem Türk tarihine ilginin artmaya başladığını görüyoruz. Bu ilginin sadece siyasi tercih ve uygulamalarda değil, toplumsal alanda da görünür hale gelindiğine şahit olmaktayız. Bu ilgi yeni bir durum olmayıp Türkiye’de çok partili siyasal hayata geçişle birlikte ortaya çıkmış; uluslararası alanda meydana gelen olayların etkisiyle 1980’li yıllar sonrasında toplumsallaşmaya ve 2002’den sonra da devlet içerisine yerleşmeye başlamıştır. Devletin merkezine giderek yerleşmesi ise, Cumhuriyet’in kurucu anlayışının ve ona dayalı kimlik inşâsının da dönüşmesi demektir. Çünkü Cumhuriyet’le Türk tarihinin İslami geçmişi paranteze alınmıştı. Özellikle Osmanlı dönemi adeta ötekileştirilmişti. Ulusal kimlik de bu anlayış üzerine geliştirilmeye çalışılmıştı. Ancak 1980 sonrasında gerek iç siyasette gerekse dış siyasette yaşanılan gelişmeler, İslami geçmişi ve Osmanlı’yı öne çıkarmış ve bu doğrultuda bir aidiyet duygusu ve kimlik oluşumunu gündeme taşımıştır. Ortaya çıkan bu değişim kamuoyunda “Yeni Osmanlıcılık” olarak adlandırılmaktadır. Bu makale de; “Yeni Osmanlıcılık” olarak adlandırılan bu eğiliminin ortaya çıkış sürecinden günümüze kadar geçirdiği aşamaları ve öne çıkarmaya çalıştığı unsurları dikkate alarak; özellikle tercih edilen sembol, mit ve simgeler yönünden Türk ulusal kimliğindeki dönüşümü analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Sembolik Siyaset Tarih Yazımı Ulus Devlet Ulusal Kimlik Yeni Osmanlıcılık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 12 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 2 |